Denemeden Yazmıyoruz: Barbarossa Bodrum

Bodrum’un Bitez koyunda saklı bir yolculuk başlıyor. Caresse, a Luxury Collection Resort & Spa Hotel’in içinde gizlenen ve ilhamını Paros adasından alan bir restoran: Barbarossa Bodrum.
Denizle iç içe konumlanan şık tasarımıyla daha kapıdan girdiğiniz anda sizi içine çeken Barbarossa, menüsüyle de aynı özeni sofraya taşıyor. Rafine dokunuşlarla hazırlanan tabaklar sadece damak zevkine değil, tüm duyularınıza hitap ediyor.

Benim gibi deniz ürünlerinden uzak duran biri için bile menüde yengeç denemek sürpriz bir andı diyebilirim. Açık mutfağıyla seçtiğiniz her lezzetin hazırlığını izleyebilmek tabağın size ulaşana kadar geçen emeği görmek, deneyimi daha da derinleştiriyor. O an tabağa sadece tat değil, hikâye de ekleniyor. Et yemeyen ya da alkol tercih etmeyen misafirler için de özenle hazırlanan alternatifler mevcut.

Ve tatlı… Menüdeki pavlova, sadece bir tatlı değil kesinlikle bir tasarım eseri. Görüntüsüyle ağır olduğunu düşünsemde hafifliği, dokusu ve şık sunumuyla adeta mutluluk veren bir final. Benim için Barbarossa deneyiminin en unutulmaz kısmı bu tatlı oldu; çünkü bazen sofistike deneyimler en basit mutluluk anlarından doğuyor.

Paros’un ruhunu mekâna taşıyan Barbarossa’da akşam yemeğinize eşlik eden Yunan melodileri, açık sahnede canlı müzikle birleşiyor. Tabak kırmak, peçete sallamak, kol kola dans etmek… Bodrum’da bir anda kendinizi Ege’nin diğer kıyısında hissediyorsunuz.

Görsel, işitsel ve tatsal bir şölen Barbarossa Bodrum, sadece yemek için değil; ruhunuza da dokunan bir deneyim için gidilecek adres. Buradan çıkan herkesin yanında götürdüğü şey, sadece lezzet değil, hatırlanacak anılar oluyor.