Gittim, Gördüm, Yedim: İstanbul'un Teraslı ve Bahçeli Mekanları

Yazın şehirde kalmanın keyfini bu mekanlarda çıkarıyorum.
istanbul-mekanlari
Grassidi

İstanbul’un yaz akşamları da tıpkı boğaz esintisi gibi: hafif ama unutulmaz. Betonun ve kalabalığın ortasında bile kendinizi Ege sahillerinde hissettiğim yerler var. Yemek, müzik, manzara ve ruh; hepsi özenle harmanlanmış durumda. Eğer “tatil yapamıyorum” diye düşünüyorsanız, İstanbul’daki bu adresler tüm fikrinizi değiştirecek.

Grassidi – Grand Hyatt, Taksim

GRASSIDI (4).JPG

Şehrin göbeğinde ama sanki Ege’de bir köydeymişsiniz gibi... Grassidi, Grand Hyatt’ın yemyeşil bahçesinde kurulmuş, sarı sandalyeleri ve bembeyaz masa örtüleriyle gönlümüzü çalan bir Ege meyhanesi. Ağaçların altında, hafif Yunan müzikleri eşliğinde uzun uzun sohbetler için birebir. Rakı bardağını kaldırırken kendinizi Alaçatı’da gibi hissedeceksiniz ama aslında şehrin tam ortasındasınız. Üstelik otelin sağladığı konfor ve güvenlik de içinizi iyice rahatlatıyor. Kız arkadaşlarınızla “kaçış” planı yapıyorsanız ilk adresiniz burası olabilir. Mezeleri her daim taze, ortam tam anlamıyla “içten.” Grassidi’de gece, o bitti sanılan yaz aşkı gibi tatlı bir sürprizle sonlanabilir.

Saye Roof – Galatasaray

SAYE.jpg

Boğaz’a tepeden bakan bir rooftop’ta, şehir ışıkları altında müzik ve lezzet dolu bir geceye ne dersiniz? Saye Roof, İstanbul’un en yeni ama en çok konuşulan mekânlarından biri. Salıdan pazara her akşam 18.00-02.00 arası açık. Menü öyle bir özenle hazırlanmış ki, bazı tabaklar resmen sanat eseri! Kokteyller şaşırtıcı, DJ performansları ve canlı müzik geceleri süper enerjik. Kendinizi biraz şımartmak, dans etmek ve belki yeni bir hikâyeye başlamak için ideal bir yer. Bazen sadece biraz yükünüzü bırakmak istersiniz ya, işte Saye tam da bunun için var.

Hane – Kadıköy

HANE KADIKÖY (2).jpg

Anadolu yakasında, gerçek anlamda “ev gibi” bir meyhane. Hane’de üst katta ritmi yüksek, bol kahkahalı bir geceye karıştığım da oldu, alt katta ise biraz daha sakin, serin bir bahçede dostlarımla demlendiğim de. Fiyatlar makul, yemekler leziz, çalışanlar ise samimi. İş çıkışı bir anda plan yapıp “Haydi Hane’ye” demek mümkün, çünkü ortamı fazla havalı değil ama ruhu çok şık. Kalabalık bir grupsanız da iki kişiyseniz de aynı rahatlığı buluyorsunuz. Bazen sadece “iyi hissettiren” bir mekâna gitmek istersiniz ya… Hah, Hane tam öyle.

Mavi Balık – Kuruçeşme

MAVİ BALIK (4).jpg

Boğaz kıyısında deniz ürünlerinin yıldızlaştığı bir akşam yemeği planlıyorsanız, Mavi Balık sizi bekliyor. Menüdeki her şey taptaze ve özenli, ama olay sadece yemekte değil. Mekânın manzarası gerçekten etkileyici; gün batımında gümüş gibi parlayan Boğaz, akşamın fonunu oluşturuyor. Etkileyici biriyle özel bir akşam geçirebilir ya da bir kutlama yemeği için buraya gelebilirsiniz. Romantik ama resmi, lüks ama samimi. Her ne kutluyorsanız, Mavi Balık onu biraz daha özel kılıyor.

Biz – Atatürk Kültür Merkezi

BİZ (3).jpg

İstanbul’un kültürel mozaiğini yemekle buluşturan bir deneyim mekânı: Biz İstanbul. AKM’nin içindeki bu mekân, sadece yemek yemeye değil, geçmişle geleceği aynı sofrada buluşturmaya da davet ediyor. Menüdeki her tat, bir hikâye anlatıyor. Manzarası ise neredeyse büyüleyici. Farklı kültürlerin bir aradalığını hissetmek, İstanbul’un kozmopolitliğini damağında yaşamak isterseniz burası size göre. Kalabalık olsan da yalnız gitmiş olsan da burada “ait hissetme” hissi çok güçlü. Estetik, anlam ve lezzet tek bir masada birleşiyor.

ugur-alkapar.jpg
Uğur Alkapar
Yazar
Boğaziçi Üniversitesi’nde İngiliz Dili Edebiyatı okuyan Uğur Alkapar yayınevi ve web sitesi editörlüğü, parti organizatörlüğü, seyahat danışmanlığı, kitap çevirmenliği gibi birbirinden alakasız işlerle kariyerini renklendirdi. 2008-2011 arası haftalık OK! Dergisi’nin, 2011’de Mecmua’nın yazı işlerinde çalıştı. 2012’de başladığı Posta’da çalıştığı 12 yıl boyunca popüler kültür, magazin, yeme içme, seyahat ve kültür sanat yazıları yazdı. Artık iletişim danışmanlığı yapıyor ve bağımsız yayınlara beğendiği şeyleri yazıyor…
Devamını okumak için tıklayın
Haftalık