Zeynep’in Urla Üçgeni

Aradığınız her şey ve biraz daha fazlası Urla’da olabilir mi?
urla-seyahat-rehberi.jpg
Unsplash

“Buralar bir zamanlar bamya tarlasıydı.” der anneannem. Yirmi altı yıldır (yirmi altı yaşındayım) her yazını Urla’da geçirmiş biri olarak iddia ediyorum ki Urla hem tek başınıza hem de arkadaşlarınızla gidebileceğiniz en iyi rotalardan biri. Hem hiçbir şey yapmadan keyifli vakit geçirebileceğiniz hem de günlerinizi dolu dolu yaşayabileceğiniz Urla, Çeşme ve Seferihisar arasında bulunuyor. Çocukken “zorla” götürüldüğümü sandığım ve gitmemek için direndiğim bu yazlık bölgesi yıllar içinde çok değişti ve gelişti. Son on yılda Urla eşsiz gastronomi deneyimleri sunan ve masmavi deniziyle tatil için gelenleri büyüleyen bir yere dönüştü. İnanın ben de çok şaşkınım, çocukluğumun geçtiği sokaklara boy boy bubble tea dükkanları açılmış.

Benim için Urla üç bölgeye ayrılıyor: Sahil, İskele ve Bağ Yolu. Birbirinden beslenen bu bölgelere “Zeynep’in Urla Üçgeni” diyebiliriz. İsterseniz gününüzün tamamını üçgenin bir ucunda geçirebilir ya da her ucunu ziyaret edebilirsiniz. Yakın bir zamanda iki çift olarak ufak bir Urla kaçamağı yaptık ve neredeyse her günümüzü sahil - Bağ Yolu - İskele rotasında geçirdik.

Urla’da Nerede Denize Girilir?

ekmeksiz koyu.jpg
Fotoğraf: Zeynep Kerpişçi

Sahil olarak bahsettiğim kısım Urla’da denize girilen her yer. Masmavi ve buz gibi koyları, “Hemen bir girip çıkayım.” dediğiniz sahilleri ya da yatıp uzanayım ama yemek de yerim dediğiniz beach’lerden birini tercih edebilirsiniz. Kendi şemsiyeniz ve kamp sandalyenizle koylara gitmek isterseniz Demircili, Ekmeksiz ve Yağcılar koylarını tercih edebilirsiniz. Hızlıca bir denize girmek isterseniz Çeşmealtı bölgesinde sahil kısmı boyunca taş kumlu ve masmavi  denize girebilirsiniz. Su sporları denemek isteyenler ya da sevenler için hem Urla kite surf hem de Çeşmealtı windsurf okulları bulunuyor. Ben onlu yaşlarımın başındayken, Çeşmealtı sahilde bulunan rüzgar sörfü okulunda tek başıma üç ay ders alıp sörf yapardım (teşekkür ederim anneanne). İşletmesi olan bir beach’te denize girmek isterseniz ise Tüccar Beach'e gidebilirsiniz. Hem gün içinde hem de akşam Fırın Vourla, Dokuz Urla ve Jale gibi yan yana bulunan restoran ve kafelere gidip oturabilirsiniz.

Favori Restoranlarım

İskele bölgesine, Urla Merkez’i de ekleyerek devam edeceğim. Zamanla en çok gelişen yer İskele bölgesi oldu. Burada eskiden sadece bir balıkçı vardı ama şimdi gururla söyleyebilirim ki artık İskele’de artık ufak da olsa bir barlar sokağı var. Pizza, hamburger, sushi gibi gurme restoranların yanı sıra deniz kenarında vakit geçirebileceğiniz rakı-balık restoranları da bulunuyor.

Benim favorim Sade Urla. Kendine özgü balık yemekleri ve mezeleri ile en sık tercih ettiğim yerlerden biri. Aynı bölge içinde kokteyl barlar ve publar gibi akşam gidebileceğiniz yerler bulunuyor. Urla Merkez’de ise Sanat Sokağı ve çevresinde bir gününüzü hatta günlerinizi geçirebilirsiniz. Sokağın içinde eskici, hediyelik eşya dükkanı, canlı müzik, restoran, kafe kitapçı ve daha fazlasını bulabilirsiniz. Sanat Sokağı’nda bulunan Hiç Lokanta “yenilebilir orman” mottosuyla, Zeytin Ormanı’ndan toplanılan ürünleri yerli lezzetlerle buluşturup bahçesinde doğal bir ortam sunuyor.

Sanat Sokağı’nın yanında bulunan Malgaca Pazarı’nın içindeki Beğendik Abi restoran her gün çıkan enginar ağırlıklı yemekleriyle Urla Merkez’de mutlaka gitmeniz gereken yerlerden biri. Urla’ya Nisan ayında giderseniz Enginar Festivali’ne denk gelebilirsiniz. Eğer festivale giderseniz lütfen enginar tatlısı denemeyi unutmayın! Sanat Sokağı ve etrafındaki restoranlar kendine ait ruhuyla sizi içine çekerken aradığınız, belki de özlediğiniz yaz hissiyatını yakalayacaksınız.

Şarap Tadımı

Gelelim Urla’nın şu anki popülerliğinin kaynağı, üçgenin bir diğer ucu, Urla’nın göz bebeği Bağ Yolu’na. Urla Bağ Yolu projesi kapsamında şarap bağcılığı yapan on üretici, Urla bölgesinde tarımla uğraşan yerlilerle birlikte çalışarak antik dönemden yapılan bağcılık kültürüne yeniden hayat verdi. Toprak bakımından zeytin ve üzüm için çok elverişli olan Urla, son on sene içinde kolektif duygularla üreten ve tüketen insanlar sayesinde bir gastronomi rotası haline geldi. Bağ Yolu adı altında bulunan şarapçılar arasında benim favorim USCA. Üzüm bağlarına karşı şarap içerken aynı zamanda doğayla iç içe olabileceğiniz bir yer. USCA hem ürettiği hem Fransız hem de yerli şaraplarıyla yurt dışında ödüller almış bir işletme. Yolunuz USCA’ya düşerse menüden mahzende tadımı seçerek imza şarapları denerken bağcılık ve şarapçılık hakkında daha detaylı bilgi alabilirsiniz. Şarapçılıkla paralel olarak ilerleyen fine dining restoranlar da Urla’da oldukça popüler.

Od Urla ve Teruar Urla bunların başında geliyor. Yediğiniz her şeyin restoranın bahçesinde yetişen ürünlerle hazırlandığı Od Urla, tarladan sofraya felsefesini benimsiyor. Michelin Yıldızlı Teruar Urla ise lokal üreticilerden aldığı organik ürünlerden oluşan bir menüye sahip.

Kültür ve Sanat Rotaları

Urla deniz, kum, güneş ve yemeğin yanında sanatla da iç içe. Dünya’nın en büyük zeytinyağı müzesi olan Köstem Zeytinyağı Müzesi, Urla Sanat Rotası ve Arkas Sanat Urla gibi sanat merkezleriyle de biliniyor. Resim, heykel, seramik, mozaik gibi sanatın farklı disiplinlerinin birleştiği bu üç sanat merkezi Urla’nın kültürünün gelişmesine katkı sağlayan ve bu gelişimi kalıcı kılmayı hedefleyen adımlar atıyor. Kısacası aradığınız her şeyi bulabileceğiniz bir tatil rotası diyebilirim.

Her gittiğimde farklı anılar biriktirebildiğim, kendimi dinleme fırsatı yakaladığım, yeni deneyimler elde etmemi sağlayan Urla, her zaman benim için çok özel bir yer olacak. Klişe tatil rotalarından sıkılan ve yeni yerler keşfetmek isteyenler için burası en ideal tatil bölgelerinden biri. Yaz dışında her mevsim gidebileceğiniz bir yer olan Urla, taş evleri, renkli sokakları ve benzersiz atmosferiyle sizin de favori rotanız olacak. Hasır şaplarınız, parmak arası terlikleriniz ve plaj çantalarınızı aldıysanız yola çıkmaya hazır mısınız?

zeynepkerpisci
Zeynep Kerpişçi
Moda Yazarı
Yaratıcı burs yarışmasını kazanan ilk Türk olarak, 2018 yılında moda eğitimi için ilk adımı atarak Milano'ya taşındım. 2021 yılında Milano'daki Istituto Europe di Design Üniversitesi Fashion Styling bölümünden mezun olduktan sonra İstanbul’da freelance moda editörü olarak çeşitli yayınlarla çalıştım. Pekçok farklı marka ve isimle projelerde yer aldım. Şu anda freelance editörlüğe devam ederken bir yandan da Londra’da Istituto Marangoni'de yüksek lisans eğitimime devam ediyorum.
Devamını okumak için tıklayın
Haftalık