Denedim: Water Dine: Sadece Susama Meselesi Değil

Su içmek uzun süre sadece bir "hayatta kalma" refleksi gibiydi. Susuyorsun, içiyorsun, geçiyor. Ama biri çıkıp da “Bu su yemeğin tadını değiştiriyor” dediğinde durup bir düşünüyorsun: Acaba ben bugüne kadar sadece susuzluğumu mu giderdim, yoksa aslında hiç gerçekten su içmedim mi?

Nestlé Waters & Premium Beverages, gastronomiyle flört eden iki ikonik markası S.Pellegrino ve Erikli’yle bizi tam da bu sorunun cevabının peşine düşüren bir akşam düzenledi. Alaf’ta gerçekleşen “Water Dine” gecesinde yemekler güzeldi evet ama asıl şovu su yaptı. Evet, su. 

Şef Murat Deniz Temel’in Anadolu ilhamlı menüsüne eşlik eden sular tabakları tamamladı. 

Açılışta sunulan batırık, bulgur köftesi ve kurutulmuş et gibi güçlü ve umami yönü yüksek tatlar, S.Pellegrino’nun karbondioksit içeren yapısıyla dengelendi. İçecek, ferahlatıcı etkisiyle damağı yormadan bir sonraki lokmaya hazırladı.

İkinci sunumda yer alan deniz kestanesi ve bottarga içeren deniz tabağı, Erikli’nin nötr ve yumuşak içim karakteriyle desteklendi. Bu eşleşme, yemeğin doğal aromalarının ön planda kalmasını sağlayarak suyun sadece bir eşlikçi değil, aromaları taşıyan bir araç olduğunu gösterdi.

Gecenin devamında, mantar garumlu kuzu göbeği mantarı ve Kars kazı gibi zengin ve katmanlı dokular, S.Pellegrino’nun mineralli yapısıyla dengelendi. Aynı şekilde, Hollandaise soslu oğlak da tereyağlı yapısıyla S.Pellegrino’nun tatları zenginleştiren taşıyıcılığıyla derinleşti. 

Tatlıda ise, tatlı bibere doldurulmuş çikolata, Erikli’nin temiz, yumuşak profiliyle sadeleşti. 

Nestlé Waters & Premium Beverages Türkiye ekibi, suyun gastronomideki yerine, kaynakların korunmasına ve kültürel mirasa kadar pek çok konuyu masaya yatırdı. Ve biz bir kez daha anladık: Lezzet bazen sadece bir sosla değil, doğru sıcaklıkta servis edilen bir bardak suyla tamamlanır.

Su içmek artık başka bir şey. Yani evet, hâlâ sağlıklı bir alışkanlık ama bir de içine gastronomi girince tadı bambaşka oluyor.