Kimseye Seks Borçlu Değiliz

“Evet” dediğinde coşkuyla, “Hayır” dediğinde gururla!
YAZAR:
seks-borcu.png

Hiç pek de istemediğiniz bir şey yaptığınız oldu mu? Başta çok isteyip hayalinizdeki gibi geçmediğinde pişman olduğunuz şeylerden bahsetmiyorum. Bahsettiğim, karşınızdakine seks borçluymuşsunuz gibi hissettirildiğiniz durumlar. Belki üzülmesin ya da agresifleşmesin diye, belki de “Hayır” diyemeyeceğiniz biri olduğu için kendinizi istemediğiniz bir şey yaparken bulduğunuz zamanlar. Sahi, birine seks borçlu olabilir miyiz? İstemediğimiz halde yaptığımız şeye seks denebilir mi? Eğer denebilirse “Gönülsüz seksten burunsuz çocuk doğar” türü söylemler neden var? 

Onay Müteahhitlerine Dikkat 

Yalnızca binalar değil onaylar da inşa ediliyor. Onay inşası da bu “seks borcu” hissiyatını yaratıyor. Peki, onay nedir? Hiçbir baskı altında kalmadan, coşkulu, ayık ve gönülden verilen bir “Evet!”tir. Tek seferliktir ve istenildiği anda geri çekilebilir. Onay inşası ise “Hayır” deme hakkınızı fark etmenizi zorlaştıran ve sizi “Evet” demeye yönlendiren manipülatif bir süreçtir. Öyle ki, kişi gerçekten gönüllü olduğunu sanabilir. Manipülasyonu fark etmesi bazen günler, bazen yıllar alabilir. Hatta bazen hiç fark edemeyebilir. 

Sizin Probleminiz Değil 

Onay inşası yöntemleri maalesef derya deniz. İyilik borçlandırması yönteminde “O kadar iyilik yaptım, içki–yemek ısmarladım, bana borçlusun” mesajı veren davranışlarla baskı kurulur. “Herkes bunu yapıyor, neden abartıyorsun?” gibi söylemlerle yapılan sosyal baskı da bir diğer yöntemdir. Duygusal manipülasyon ise “Beni seviyorsan yaparsın” veya “Hayır dersen çok üzülürüm” gibi cümlelerle yapılır. Gerçeği çarpıtma da onay inşasının bir yoludur; örneğin “Blue balls’umu rahatlatmaman narsist olduğunu kanıtlıyor, senin yüzünden testislerim ağrıyacak” gibi. Not: Blue balls’tan ölen yok, kendiliğinden geçiyor. Eğer hızla rahatlamak isterse mastürbasyonla kendi çözebilir. 

Rüşvet Kokan Hareketler 

“Yaparsan şu hediyeyi alırım”, “Yaparsan seni daha çok severim” veya “Yapmazsan surat asarım” türü ödül ve ceza yoluyla yapılan manipülasyonlar da yaygın. Statü ve güç dinamikleri de onay inşasında etkili; örneğin patron-çalışan veya öğretmen-öğrenci gibi güç eşitsizliği içeren ilişkilerde düşük statüde olanın özgürce “Hayır” diyememesi. Ayrıca, önceki onayı zorunluluğa dönüştürme durumu da sıkça karşılaşılan bir manipülasyon türü; “Bir kere kabul ettin, bundan sonra hayır diyemezsin” gibi.

Zorla Güzellik Olmaz 

Cinsiyet rolleri ve kültürel kodlar da onayı inşa etmede önemli bir yer tutar. Örneğin “Kadın dediğin kocasına karşı görevini yapar”, “Cinsellik biterse evlilik biter” gibi dayatmalarla rıza inşa edilebilir. “Yapmazsan kezban/frijit, yaparsan cool/dişil enerjili olursun” gibi zorbalamalar da manipülasyondur. Alkol veya madde etkisi altındayken kişinin bilinç bulanıklığından faydalanmak da. “Ama neden istemiyorsun?” veya “Biraz denesen hoşuna gider” gibi cümlelerle “Hayır”ı tartışmaya açmak, ısrar etmek ve ikna etmeye çalışmak da. 

Tecavüzün Kültürü Olur mu? 

Korku, suçluluk veya baskıyla yapılan her şey zorlamadır. Dolayısıyla, onay inşası bir tür cinsel şiddettir ve tecavüz kültürünün yani cinsel şiddetin normalleştirildiği, mazur görüldüğü veya hafife alındığı toplumsal yapının bir parçasıdır. “Tecavüzün kültürü mü olurmuş?” demeyin, olur, oluyor. Seksi̇st tutumlar, tecavüz şakaları, belden aşağı konuşmalar, mağdur suçlayıcılık ve rızanın belirsizleştirilmesi gibi unsurlar da bu kültürü besliyor.

Onay Kültürü Lüks Değil 

Tecavüz kültürü içinde yaşamaya mecbur değiliz, “onay kültürü”nü hâkim kılabiliriz. Yani herkesin sınırlarını rahatça çizip koruyabileceği, “Hayır” dediğinde bu cevabın tamamen geçerli sayıldığı bir ortam yaratmak mümkün. Bunun için “Hayır” deme hakkımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Ve elbette, kendi “Hayır”ımızı savunurken başkasının “Hayır”ına da saygı göstermek, bu kültürü inşa etmenin ilk adımı. Her “Evet”in şevkli ve özgür bir “Evet” olmayabileceğinin bilinciyle güç dinamiklerindeki yerimizi sorgulamak, “Hayır” cevabı verenleri manipüle etmeye, suçlu hissettirmeye ya da cezalandırmaya çalışmamak kendi “Hayır”larımızı güçlendirmenin anahtarı. 

Onay, hiçbir baskı altında kalmadan, coşkulu, ayık ve gönülden verilen bir “Evet!”tir.

Güvenli ve zevkli cinsellik, onay inşasıyla değil; özgür iradeyle alınan kararlarla mümkündür. Seks borcu diye bir şey yoktur, kimse kimseye cinsel bir “fatura” kesemez. Birbirimize seks değil, baskısız ve açık bir onay iletişimi borçluyuz. Unutmayın: Kendi bedenimiz, kendi sınırlarımız, kendi kurallarımız.

WhatsApp Image 2024-09-19 at 16.50.38.jpeg
Nil Runa
Seks & İlişkiler Yazarı
Nil Runa, seks ve ilişkiler konularında yazdığı yazılarla Cosmo kadınlarına ilham oluyor.
Haftalık