İlişkide Seks Bittiyse Ne Kadar Süre “Fazla Uzun”?

Her ilişkide dinamik farklıdır. Seksin eksikliği sizi rahatsız etmeye başladıysa bunu partnerinizle konuşmak ve birlikte bir çözüm aramak en sağlıklı yol olabilir.
iliskide-seks-ne-kadar-onemli.webp
Cosmopolitan

Her çiftin (ya da çok partnerli ilişkinin!) cinsel hayatı farklıdır ve herkesin aynı sıklıkta seks yapması beklenemez. Ancak, “ortalama” bir ilişkinin cinsel hayatı neye benzer sorusunun yanıtını bilmek bazen faydalı olabilir. Bu konuda fikir edinmek isterseniz, The Archives of Sexual Behaviour dergisinde yayımlanan araştırmaya göz atabilirsiniz. Yayımlanan araştırmaya göre Amerikalı çiftler ortalama olarak haftada bir kez seks yapıyor. Ancak şunu da belirtmek gerekir: bir ilişkideki sekssiz dönemleri sağlıklı bir şekilde yönetmenin anahtarı, cinsel hayatınızı başkalarıyla kıyaslamak değil; sizin ve partnerinizin daha önce kurduğu ritme göre olağan dışı bir durum olup olmadığını değerlendirmektir. Üstelik, böyle bir fark olsa bile bu mutlaka ilişkinizde “bir sorun” olduğu anlamına gelmez. Önemli olan, bu durumun sizi nasıl hissettirdiği konusunda kendinize ve partnerinize karşı dürüst olmanızdır.

“Bir ilişkide seks olmadan geçen sürenin ne kadar uzun olduğuna dair kesin bir kural yok. İnsanların birbirine bağlı hissetmesinin ve bu bağı kendilerine uygun şekilde yaşamasının birçok farklı yolu var. Bazı çiftler hiç seks yapmıyor ve bu durumdan tamamen memnun olduklarını söylüyor,” diye açıklıyor ilişki terapisti Marianne Johnson.

Ancak seksin giderek seyrekleşmesi sizi rahatsız ediyorsa, bu konuyu ertelemek yerine bir an önce gündeme getirmekte fayda olabilir. “Eğer seksin azaldığı ve bununla ilgili çok az ya da hiç konuşulmadığı bir ilişkideyseniz, bu konuyu açmak gerçekten garip gelebilir ve ne kadar uzun süre beklerseniz, bunu dile getirmek o kadar zorlaşabilir” diye ekliyor Johnson.

Cinsel Hayatınızı Konuşmak Cesaret İster

Partnerinizle seks ya da seksin eksikliği hakkında konuşmak, en açık fikirli insanlar için bile biraz utandırıcı olabilir. Konuyu gündeme getirmeye hazırlanırken, bu sohbeti hem kendinizi hem de partnerinizi dinlemek ve ifade etmek için bir fırsat olarak yeniden çerçevelemek faydalı olabilir. Bu konudaki en önemli nokta, yaşanan durumu yok saymamak. Siz fark ettiyseniz, partneriniz de muhtemelen fark etmiştir. “Bu konuyu açmak biraz cesaret isteyebilir ama eğer siz bunu kafanıza takıyorsanız, büyük ihtimalle partnerinizin de aklında bir şeyler vardır” diye açıklıyor Johnson.

Sohbetin kendisine gelince, kafanızda büyütmeyin. Basit tutun. “Bu konuşmanın nasıl açılacağı her çifte ve koşula göre değişebilir, ancak sakin ve savunmaya geçmeden, aranızda neyin değiştiğini düşündüğünüzü ifade etmek (ister hiç seks yapıyor olun ister çok az yapıyor olun) ve ardından partnerinizin bu konuda ne hissettiğini sormak faydalı olabilir” diyor Johnson. “Genel olarak, partnerimiz tarafından anlaşılmak ve kabul edilmek isteriz; bu yüzden yalnızca konuşma ve dinleme fırsatının olması bile çok kıymetlidir.”

Eğer ilişkideki sekssizlikle ilgili konuşmalar rahatsız edici, acı verici ya da verimsiz hale geliyorsa, bir uzmandan yardım almak ve durumu bir çift terapistiyle birlikte değerlendirmek faydalı olabilir.

Neden Sevişemiyoruz?

Partnerinizin artık size eskisi kadar ilgi göstermediğini düşünmek, güvensizlik hissini beraberinde getirebilir. Ya da tam tersi, siz cinsel yakınlık konusunda eskisi kadar istekli değilseniz bu da suçluluk duygusuna yol açabilir. Bu duygular son derece anlaşılır olsa da, duruma biraz daha nötr yaklaşmak bazen daha sağlıklı olabilir. Çünkü zamanla ve koşullara göre cinsel istek düzeyimiz değişebilir. “Bazı insanlar kendilerini daha yüksek libidolu olarak tanımlar ama aslında libido sabit bir şey değildir. Çoğu insan için, yaşam boyu pek çok farklı etkene bağlı olarak libido dalgalanır ve değişir” diyor Johnson.

Bu iniş çıkışlar karşısında kendinizi çaresiz hissetmek yerine, hayatınızda bu değişime yol açabilecek somut etkenleri değerlendirmek faydalı olabilir. “Eğer cinsel hayatınızda bir değişiklik fark ettiyseniz, yakın zamanda sizin ya da partnerinizin libidosunu etkileyebilecek bir olay olup olmadığını düşünün” diye açıklıyor Johnson. “Bu, işle ilgili stres, bir kayıp, bir doğum gibi dışsal bir gelişme olabileceği gibi; hormonlardaki değişim, ilaç kullanımı ya da ruh sağlığı sorunları gibi içsel bir etken de olabilir.”

Ayrıca, bu konuyla ilgili toplumsal cinsiyet eşitsizliğine de dikkat çekmek gerekir. The Archives of Sexual Behaviour dergisinde 2022 yılında yayımlanan bir araştırma, heteroseksüel ilişkilerde iş bölümü eşit olmadığı sürece (kadınların çocuk bakımı, ev işleri, planlama ve yemek yapma gibi görevleri orantısız şekilde üstlenmesi durumunda) kadın partnerin stres ve haksızlık duygularının artabileceğini ve bunun da libidoyu düşürebileceğini ortaya koyuyor.

Daha Fazla Seks Yapmak İçin Ne Yapabilirsiniz?

Sorunu kabul ettiniz, konuştunuz ve şimdi herkesin ihtiyaçlarının karşılandığı bir cinsel hayata geri dönmek istiyorsunuz. Ne yazık ki, her şeyin bir anda değişmesini beklemek gerçekçi değil. Kesinlikle mümkün, ama biraz emek ve derin düşünme gerektirebilir.

İlk adım olarak, seksin tamamen spontane ve fırtınalı bir şekilde gerçekleşmesi gerektiği fikrinden vazgeçin. Artık biraz daha gerçekçi olmak zamanı. “Söz konusu seks olduğunda, onun mutlaka spontane olması gerektiği gibi, aksi halde heyecanını kaybedeceğine dair yanlış bir inanış olabiliyor” diyor Johnson.

Siz ve partneriniz, yakınlaşmak için ideal bir zaman belirleyebilir ve bu tarihe birlikte yönelerek plan yapabilirsiniz. Bunu gereksiz bir programlama gibi görmek yerine, cinsel hayatınıza daha fazla heyecan ve beklenti katmanın bir yolu olarak değerlendirmek daha yapıcı olabilir. “İyi bir şeyin olmasını istiyorsanız, ona öncelik verin ve bekleyin. Tıpkı lezzetli bir yemek planlamak ya da masaj randevusu almak gibi” diyor Johnson.

Eğer sertleşme sorunları, vajinal ağrı ya da benzeri konular söz konusuysa, heteroseksüel çiftler için “seks” tanımını genişletmek ve odak noktasını ön sevişme, oral seks ya da tutkulu öpüşme gibi başka yakınlaşma biçimlerine kaydırmak faydalı olabilir. “Seksi daha az heteronormatif bir şekilde, yani ‘seks eşittir penetrasyon’ anlayışının dışında düşünmek işe yarayabilir. Sizin için daha uygun ve tatmin edici başka cinsel yakınlık yolları olabilir.”

Seks bittiğinde ilişki de biter mi? Artık sevişmiyorsak… Hâlâ sevgili miyiz?

Eğer cinsel yakınlık eksikliği uzun vadeli bir soruna dönüşmüşse ve çözülmesi güç görünüyorsa, her partnerin ayrı cinsel ilişkiler yaşayabileceği açık ilişki gibi seçenekleri değerlendirmek faydalı olabilir.

Ancak ilişkiyi bu şekilde yeniden tanımlamak önemli bir adımdır ve ciddi bir düşünme, araştırma, iletişim ve emek gerektirir. “Libidoları çok farklı olan bazı çiftler, ilişkilerini açık hale getirmeyi konuşabilir. Ancak rızaya dayalı çok eşli ilişkilerde bulunan çiftler genellikle bu ilişki modelini çok farklı nedenlerle tercih eder” diyor Johnson. “Eğer bu sizin için olasılık dahilindeyse, çok eşlilik hakkında kapsamlı araştırma yapmak, bu kararın her iki taraf için de doğru olduğundan emin olmanıza yardımcı olabilir.”

Biten Cinsel Hayat, Ayrılmak İçin Yeterli Bir Sebep mi?

Bu yazının bu kadarını okuduysanız, aklınızda şu çok net soru olabilir: Artık seks yapmıyorsak ayrılmalı mıyım?

Bu sorunun yanıtı kolay değil; tamamen sizin kendi istek ve ihtiyaçlarınıza, ayrıca partnerinizin iletişime açık olup sizinle bir orta yol bulma konusundaki istekliliğine bağlı. Johnson’ın sözleriyle; “Cinsel yakınlığın eksikliği ne zaman bir ayrılığa yol açar konusunda kesin bir kural yoktur, ancak ilişkide bir şeyler değiştiyse ve partneriniz bu durumu inkar ediyor ya da konuşmaya yanaşmıyorsa, eğer bu konu sizin için ilişkinin temel taşlarından biriyse, başka seçeneğiniz kalmadığını düşünebilirsiniz.”

Haftalık