Şiddeti Normalleştiren Kültürle Hesaplaşmak

Cinsel şiddet; fiziksel saldırı, sözlü taciz, flörtteki sınır ihlalleri ve travma sonrası sessizlikle kendini gösteren ciddi bir sorundur. Bu yazıda, cinsel şiddeti anlamak, rızayı vurgulamak ve dayanışmanın gücünü keşfetmek için farkındalık yaratmaya ve haklarımızı savunmaya başlıyoruz.
Sessizliği Bozmak: Cinsel Şiddet, Rıza ve Dayanışmanın Gücü
Cinsel şiddet sadece fiziksel saldırılarla sınırlı değildir. Sözlü tacizler, rıza ihlalleri, flört kültüründe “normal” sayılan baskılar ve travma sonrası sessizlik… Bunlar, şiddetin görünen ve görünmeyen yüzleri. Peki ne yapabiliriz? Öncelikle anlamaya çalışmak gerekiyor. Cinsel şiddeti tanımak, toplumsal yapıları sorgulamak ve destek yollarını bilmek hepimizin sorumluluğu. Her ses duyulmayı hak eder. Yargılamadan dinlemek, anlamanın ilk adımı. Sessizlik sadece şiddeti gizlemez, aynı zamanda iyileşme ve dayanışma fırsatlarını da engeller. Konuşmak, paylaşmak ve birlikte olmak bu döngüyü kırmanın en güçlü yolu.
Flört mü, Taciz mi?
Flört iki kişinin karşılıklı isteği, ilgisi ve onayıyla şekillenir. Sohbet etmek, birbirine ilgi göstermek ve birlikte keyifli zaman geçirmek bunun doğal bir parçası. Taraflardan biri geri çekildiğinde ise durum değişir. Israrla mesaj atmak, defalarca aramak veya kişinin evine gitmek flört değil, tacizdir. Hepimizin sınırları farklı ve hepsi değerli. Karşı tarafın rahatını ve isteklerini gözetmek, sağlıklı ve güvenli ilişkiler kurmanın temelini oluşturur.
Rıza: Olmazsa Olmaz
Rıza, cinselliğin temel yapı taşıdır. Basitçe, rıza özgür iradeyle, baskıdan uzak ve istekli olarak verilen bir “evet”tir. Önemli olan, rızanın sürekli ve geri çekilebilir olmasıdır. Bir kişi ilk başta “evet” demiş olsa bile, istediği anda “hayır” diyebilir. Flörtleşme, öpüşme veya daha ileri adımlar otomatik olarak rıza anlamına gelmez. Sağlıklı bir cinsel deneyim için iletişim kurmak, açık sorular sormak ve sınırları gözetmek vazgeçilmezdir. “Belki” ya da sessizlik onay değildir. Israr romantikleştirildiğinde ise tacizin ta kendisidir.
Patriyarka ve “Normalleştirilen” Şiddet
Patriyarkal düzen, kadınların sınırlarını yok saymayı ve erkeklerin “ısrarcı” olmasını normalleştirir. Flört ilişkilerinde kıskançlık veya kontrol davranışları çoğu zaman sevgiyle karıştırılır; oysa bunlar cinsel şiddetin öncülleridir. Flört ilişkilerinde kıskançlık veya kontrol davranışları sık sık sevgiyle karıştırılıyor oysa bunlar cinsel şiddetin erken işaretleri olabilir. Cinsel zorlama ise tehdit, baskı, manipülasyon ya da alkol ve madde etkisi altında rıza alamamak şeklinde ortaya çıkabilir. Yani mesele sadece bireysel değil. Hepimizin bu döngüyü fark etmesi, sınırları savunması ve gerektiğinde dayanışma göstermesi çok önemli. Sessizlik, şiddeti besler; konuşmak ise değişimin ilk adımıdır.
Travma Sonrası: Zihin ve Bedenin Sessiz Çığlığı
Cinsel şiddetin etkileri yaşandığı anda bitmeyebilir. Travma sonrası beden bazen donup kalabilir, yaşananları hatırlamak istemeyebilir, yoğun kaygı, panik atak veya aşırı öfke gibi tepkiler görülebilir. Bu tepkiler tamamen normal ve travmanın doğal bir sonucudur. İyileşme tek bir yoldan geçmez; terapi almak, destek gruplarına katılmak, güvenilen kişilerle konuşmak veya yazmak sürecin parçaları olabilir. Ayrıca, kendine zaman tanımak, küçük adımlarla ilerlemek ve kendine karşı nazik olmak da çok önemli. Yani, yaşananları paylaşmak ve yardım istemek güçsüzlük değil, aksine iyileşmenin bir parçası. Paylaşmak, sessizliğin yarattığı yükü hafifletir. En önemlisi, yaşananların kişinin suçu olmadığı gerçeğini hatırlamaktır.
Dinle, İnan, Yanında Ol
Cinsel şiddete maruz kalmış birine nasıl destek olunur, insan bazen ne söyleyeceğini bilemiyor. En önemli adım aslında bu kişiyi dinlemek dinlemek, ona inanmak ve yargılamadan yanında olmak. Sorgulayıcı sorular sormamak, yaşadığını küçümsememek veya kontrolü ele almamak gerekiyor. Onun deneyimini paylaşmasına izin vermek en büyük adımdır. Ayrıca somut destekler de sunabilirsiniz: “İstersen seninle gelebilirim.”, “Yanında olmamı ister misin?”, “Senin için uzman araştırabilirim.” Baskı yapmamak, gizliliğe saygı göstermek ve güven vermek, bazen sunabileceğiniz en büyük destektir.
Dayanışma, #MeToo ve Kız Kardeşlik
Cinsel şiddetin en güçlü silahı sessizliktir. Kadın ve queer bireylerin deneyimlerini paylaşamaması yalnızlık ve suçluluk duygusunu artırır. Dayanışma, bu zinciri kırmanın en etkili yolu. “Kadının beyanı esastır.” ilkesini benimsemek, #MeToo hareketi gibi küresel dayanışmalara katılmak ve birbirini desteklemek, hem iyileştirici bir güç yaratır hem de toplumsal değişime katkıda bulunur. Kadın kadına destek hayatta kalmanın, güçlenmenin ve patriyarkanın sessizliğini bozmanın yoludur.