İflah Olmaz 2000’ler Bağımlılığı: Freakier Friday Neden Çekildi?

Jamie Lee Curtis ve Lindsay Lohan’ın muhteşem birlikteliğinde buluşalım.
iflah-olmaz-2000-ler-bagimliligi-freakier-friday-neden-cekildi
Don Arnold | Getty Images

Ben bir romantik komedi bağımlısıyım. Bunun için Michael Curtiz’in yönetmenliğini yaptığı Kazablanka’yı suçluyorum bazen — ya da beni sinemayla tanıştıran annemi. Çok seviyorum çünkü başroldeki erkeğin bana aşık olduğunu hayal ederek geçici mutluluklar yaratıyorum kendime. Lindsay Lohan’e olan hayranlığım ise çok daha eskiye dayanıyor. Asi ve ukala bir ergen olmanın bazı yan etkileri var: Eşit derecede isyankar bir ergene hayran olmak. Gitar çalmak için kendimi adeta parçaladığım, Green Day dışında herhangi bir müzisyene sırt çevirdiğim yıllardan bahsediyorum. Chad Michael Murray’in sarı saçlarına, ela olduğuna neredeyse emin olduğum gözlerine ve bad boy hallerine şiirler yazdığım günler… İtiraf ediyorum, Freaky Friday’i de bu yüzden izledim. Konu Chad Michael Murray olunca Lindsay Lohan hayranlığım ikinci sırada kalıyor.

Hayallerim hayal oldu

Ne diyordum? Ah! Çılgın bir ergenlik yaşıyordum. Hal böyle olunca Freaky Friday doğru bir anda, heavy metal ve punk arasındaki o ince çizgide hayatıma girdi. Filmin başrolü Anna’nın bir rock grubunda (Pink Slip) gitarist olduğunu görünce, ben de gitar kursuna yazıldım. Biz de böyle bir divayız. Söz konusu hayranlık müessesesi olunca gemileri yakıyorum. Nitekim Chad Michael Murray’den de asla vazgeçemiyorum. Yolun, yolumuzdur canım. Orijinal filmin üzerinden 20 yıl geçmişken bir devam filmi gelmesini beklemiyordum. Malum, Hollywood var olan her filmin yeniden çevirimini yapmaya kararlı. Üstelik çok da içime sinmeyen bir film izledim inanır mısınız? Her ne kadar anne-kız ilişkisini konu alan filmlere zaafım olsa da Freakier Friday beklentilerimin ve hayallerimin altında ezildi.

Ergenlik dünya genelinde can sıkıcı bir olaydır

Filmi seyrederken bir şeyler olmamış gibi hissettirdiyse merak etme, sen de bizdensin. Jamie Lee Curtis’in canlandırdığı Tess, devam filminde hala bir psikolog ve podcast kaydederek çağa ayak uyduruyor. Böylece günde en az üç kez başkalarına sorduğum “Herkes içerik üretmek zorunda mı?” sorusu bir kez daha anlam kazanıyor. Anna da rock yıldızı olmak yerine bir müzik şirketinde menajerlik yapmayı seçmiş, ilk filmde Tess ne yaşadıysa şimdi o deneyimliyor. Zira oldukça can sıkıcı bir kız çocuğu olan Harper’ı yetiştirmekle meşgul. Biraz asi ve hafif ukala Harper. Tıpkı bir zamanlar Anna’nın olduğu gibi. Benim ergen ve (ne yazık ki) yetişkin versiyonum da diyebiliriz.

İlk filmde çatışmalı bir dinamiğe sahip olan Anna ve Tess, bu filmde de fikir ayrılıklarının hakkını veriyor ancak ikilinin daha iyi anlaştığı yadsınamaz bir gerçek. Bu defa Harper ve kaotik engellere karşı evlenmeye çalıştığı Eric’in kızı Lily arasında bir anlaşmazlık var. Evet! Doğru tahmin ettiniz. Bu filmde yetişkinler çocukların, çocuklar yetişkinlerin yerine geçiyor.

Ne umdum ne buldum

Filmin senaryosunu kaleme alan Jordan Weiss, hikayenin gücünü Jamie Lee Curtis’in performansından alıyor. Karakterde kaybolan Jamie Lee Curtis, şaşkın ve aşırı bilgili anneanne rolünde filmin temposunu belirliyor. Hiç zorlanmadan kahkahaları üstüne çeken Jamie Lee Curtis bir yana, Lindsay Lohan’in kamera karşısına geçtiği sahneler orijinal filmi aratıyor. Anna’nın, sempatik bir karakter olduğunu unuttuk mu? Komik olma çabasına girmeden eğlenceli, başını belaya sokarken dahi yakın hissettiren Anna nereye gitti? Harper, Lily, Anna ve Tess’in beden değişimi devam filmini canlandırmanın en iyi yolu muydu gerçekten? Bu değişimlerin ikna edicilikten uzak olduğu için seyirci tamamen yakalayamadığını unutmayacağız.

Öte yandan Chad Michael Murray’nin ekran süresinin kısa olması bir hüsran sebebi. Ben, evrenin derinliklerindeki kimseler ve fandom camiası mutsuz ve zarar vermeyecek derecede tehlikeliyiz. 2000-2005 yılları arasında çekilen gençlik filmlerinin bitanesi Chad Michael Murray’e rol verip onu sadece birkaç dakika ekranda tutma gerekçesini acilen birinin bana açıklamasını istiyorum. Ellerimde çiçek, kapısında sırılsıklam kalacağım Chad Michael Murray’in rolü gerçek manada, dar alanda kısa paslaşmalar örneği. Yazık, çok yazık sevgili okurlar.

Çölde pop klibi mi?

Jamie Lee Curtis ve Lindsay Lohan, şu sıralar basın turunda biliyorsunuz. İkilinin kamera arkası enerjisi gözlerimi kamaştırıyor, yakın arkadaş oldukları aşikar. Maşallah. Aynı enerjiyi filme yansıtmakta zorlanmalarının nedeni, acaba… Sesli düşünüyorum. Üzerinde çalıştıkları hikayenin onlara bu konuda pek fırsat vermemesi olabilir mi? Peki bu olumsuz eleştirileri tek kalemde silmeye hazır mıyım? Aşk olsun, tabii ki. Lindsay Lohan bu filmde yıllar sonra şarkı söylüyor, bundan sonra bana laf düşmez. Dumanlı, kısık ancak ayırt edici bir ses tonu olan Lindsay Lohan müziğe geri dönebileceğinin sinyalini vermişken aşırı tatlı eşinin yapımcı koltuğunda oturduğu bir EP bekliyorum. Umuyorum bu yazıyı okuyorlardır veya Türkçe bilen biri gerekli çevirileri yapar. Klibi de Dubai’de çekersek harika olacak. Her şeye ve herkese rağmen Lindsay Lohan’ı korumamız lazım. Sorumluluğu yüksek bu işi hepimize emanet ediyorum.

Bu film gerçekten daha mı çılgın?

Bu noktada bir itirafta bulunmalıyım. Size karşı pek dürüst olmadım. Filme karşı o kadar da soğuk değilim. Düşündükçe sıcak hissetmeye başladığımı bile iddia edebiliriz. “Hangi Freakier Friday karakterisin?” testini bile çözdüm. Yazının başında bahsettiğim ergenlerden biriyim ama hangisi söylemeyeyim. O kadarı da sır olsun, olur mu? Demek ki derinde bir yerde, hala aynı insanım. Bunu bilmek bana mutluluk veriyor. Freakier Friday’ı izlemek de öyle. Jamie Lee Curtis’e ve nostaljinin dayanılmaz hazzına kapılıyorum. Ne yapalım, filme yönelik fikirlerim de etkileniyor. Şıpsevdi miyim, neyim? Beklentim çok yüksekken hayal kırıklığına uğramayı sevmiyorum galiba. Son dönemde çekilen devam filmlerini düşününce Freakier Friday’ın senaryosunun daha güçlü olmasını umuyordum. Hayaller, hayatlar… “Bu film gerçekten daha mı çılgın?” diye sorarsanız, size şu cevabı veririm: Sıradan bir televizyon seyircisi için asla ve katiyen değil. Vampire Diaries’teki ilişki dinamiklerini ve Pretty Little Liars’ta A’in kim olduğunu çözmeye çalışırken çıldırmış bir topluluğuz biz. Bu Freakier Friday’ın çılgınlık barındırmadığı anlamına gelmiyor fakat beden değiştirme büyüsü altındaki karakterlere zayıf bir senaryo sunulduğu iddiasını da koruyacağım. Buyurun! Orijinal filmi izlediğim dönemde, True Blood’ı da seyrediyordum elbette. Aramızda kalsın, çılgınlık seviyem epey göreceli.

Bu filmden iki sonuç çıkıyor; Jamie Lee Curtis muazzam bir varlık ve Freakier Friday’in senaryosu Yaprak Dökümü’nün hikayesini aratıyor. 
 

Haftalık