Vizyondan Film Önerileri

Sinema salonları bu ay da dopdolu ve seçenekler bir hayli iddialı. Kalp atışlarınızı hızlandıracak bir gerilim mi, hayal gücünüzü zorlayacak bir bilim kurgu mu, yoksa kahkahalara boğulacağınız bir komedi mi? Karar vermesi zor, biliyoruz. İşte sizin seçtiğimiz için beyaz perde favorilerimiz.
Thunderbolts - 2 Mayıs
Thunderbolts, süper kahramanlardan çok ‘sorunlu favoriler’le dolu bir ekip kuruyor: Yelena Belova, Bucky Barnes, Red Guardian, Ghost, U.S. Agent ve Taskmaster… Hepsi geçmişleriyle yüzleşmeye mecbur, birbirine güvenmekte zorlanan ama aynı ölümcül görevde bir araya gelen karakterler. Valentina Allegra de Fontaine’in yönettiği bu yüksek riskli operasyonda, ekip sadece dış düşmanlarla değil, kendi içlerindeki çatışmalarla da savaşıyor. Peki bu işlevsiz ekip, zamanı gelince bir araya gelip gerçekten kahramanca bir şey başarabilecek mi, yoksa birbirlerini mi tüketmeye mahkumlar? Thunderbolts, Marvel’ın alışıldık formülünü tersyüz ediyor ve bize anti-kahramanların da destan yazabileceğini kanıtlamaya geliyor.
Hurry Up Tomorrow - 16 Mayıs
The Weeknd’in aynı adlı 6. albümünün bir parçası olan Hurry Up Tomorrow, müzik ve karanlık zihinlerin kesişiminde, gerçeklikle halüsinasyonun el ele yürüdüğü bir psikolojik gerilim deneyimi. The Weeknd'in (Abel Tesfaye) hem başrolünde yer aldığı hem de müziklerini üstlendiği filmde, uykusuzlukla boğuşan bir müzisyenin iç dünyasına adım atıyoruz. Jenna Ortega ve Barry Keoghan’ın eşlik ettiği bu yolculuk; zihinsel çöküşün eşiğindeki bir sanatçının, gizemli bir yabancıyla birlikte kendi varoluşuna dair cevaplar arayışını anlatıyor. Hem stilize hem rahatsız edici… Hem de The Weeknd hayranlarını çok mutlu edecek kadar kişisel.
Lilo & Stitch - 23 Mayıs
Disney’in 2002 tarihli kült animasyonu Lilo & Stitch, canlı aksiyon uyarlamasıyla kalbimizi yeniden çalmaya geliyor. Hawaiili küçük bir kız ve galaksiler arası en yaramaz kaçak uzaylının dostluğunu anlatan bu sıcacık hikâyede hem bolca kahkaha hem de gözyaşı garanti. Yönetmen koltuğunda Oscar adayı Dean Fleischer Camp’in oturduğu film, aileyi, kaybı ve gerçek bağlılığı modern bir dille anlatıyor. Üstelik oyuncu kadrosu da parlıyor: Maia Kealoha’dan Zach Galifianakis’e kadar uzanan yıldızlarla dolu! Disney nostaljisini seviyorsanız, bu yeni yorum radarınıza girmeli.
Mission: Impossible - The Final Reckoning - 23 Mayıs
Mission: Impossible – The Final Reckoning Ethan Hunt’ı, yani “dünyayı son saniyede kurtarma” işinin CEO’sunu, yeniden sahneye taşıyor. İlk bölümün bıraktığı yerden hız kesmeden devam eden bu bölümde, Hunt ve sadık ekibi, insanlığın kaderini belirleyebilecek kadar tehlikeli bir yapay zeka olan “The Entity”nin peşinde. Tehlike büyük, aksiyon yüksek, zaman ise her zamanki gibi dar. Tom Cruise yine imkansızı deniyor; yanında Simon Pegg, Vanessa Kirby ve Angela Bassett gibi ağır toplarla.
The Shrouds - 2 Mayıs
Usta yönetmen David Cronenberg, The Shrouds ile yine sınırları zorluyor. Cannes’da prömiyerini yapan filmde, kederle başa çıkmaya çalışan bir işadamının, kaybettiklerini canlı bir kefen teknolojisiyle gözlemlemeye çalışmasını izliyoruz. Tabii işler bu kadarla kalmıyor, mezar tahribatları, karanlık komplolar ve Cronenberg’in zamansız kayıplardan ilham alan o benzersiz bakışı sahneyi devralıyor. Kısacası, The Shrouds ölümün üstüne düşünmeye cesaret eden ama bunu yaparken de sizi diken üstünde tutacak bir deneyim vaat ediyor.