Haftanın Dizi-Film Önerileri

Dijital platformlar yepyeni yapımlarla dolup taşarken, vizyon takvimi de her hafta bir başka dikkat çeken filmle güncelleniyor. Hem koltukta dizi maratonu yapmak isteyenler hem de “beni patlamış mısırla sinema salonuna bırakın” diyenler için seçenekler fazlasıyla heyecan verici. Eğer “ne izlesem?” diye düşünüyorsanız ya da yeni çıkanlara yetişememekten FOMO yaşıyorsanız hiç panik yapmayın. Radarımıza takılan en taze ve en çok konuşulan film & dizi önerilerini sizin için bir araya getirdik.
The Fantastic Four: First Steps, Vizyon
Marvel evreninin en ikonik ekiplerinden Fantastik Dörtlü, yepyeni bir kadro ve taze bir vizyonla geri dönüyor. Yönetmen koltuğunda Matt Shakman’ın oturduğu bu merakla beklenen yapım, senaryosunu Josh Friedman, Jeff Kaplan ve Ian Springer’ın kaleme aldığı bir süper kahraman yolculuğu. Başrollerde Pedro Pascal, Vanessa Kirby, Joseph Quinn ve Ebon Moss-Bachrach gibi güçlü isimler var. Marvel’ın klasik ekibi bu kez daha modern, daha karizmatik ve fazlasıyla iddialı bir şekilde sinemaya taşınıyor. Fantastik Dörtlü, 2025’in en çok konuşulacak yapımlarından biri olmaya şimdiden aday.
Hitmakers, Netlix
Netflix’in yeni müzik serisi Hitmakers, sizi hit şarkıların perde arkasındaki en yaratıcı kaosa davet ediyor ve müzik endüstrisinin en yetenekli 12 söz yazarı ve prodüktörünü bir araya getiriyor. BTS’ten Beyonce’ye, Ariana Grande’den Justin Bieber’a kadar dev isimlere hit yazmış bu ekip, John Legend, Lisa (BLACKPINK) ve Shaboozey gibi yıldızlar için yeni şarkılar üretmek üzere gerçek yazım kamplarına giriyor. Kreatif baskı, kişisel sınavlar ve anlık ilhamlarla dolu bu seri, bir şarkının stüdyodan listelere uzanan o büyülü ama zorlu yolculuğunu gözler önüne seriyor.
Washington Black, Disney +
Washington Black, izleyicisini 19. yüzyılın acımasız gerçeklerinden hayal gücünün sınır tanımadığı bir yolculuğa çıkarıyor. Barbados'ta bir şeker plantasyonunda doğan 11 yaşındaki Wash Black'in hikayesi, bilimsel dehasıyla onu geçmişten koparıp dünyayı keşfe sürükleyen sürprizlerle dolu. Özgürlük arayışı, aidiyet duygusu ve aşkın karmaşık doğasıyla şekillenen bu büyüme hikayesi, yalnızca tarihi bir drama değil; aynı zamanda hayal etmenin ve kendi kaderini yazmanın ne kadar güçlü bir şey olduğunu hatırlatıyor. Başrollerde Sterling K. Brown ve Ernest Kingsley Jr.'ı izliyoruz.
Geleceğe Mektuplar, Netflix
“Geleceğe Mektuplar”, 2003’te bir lise sınıfında yazılan mektupların, 2023’te ortaya çıkmasıyla geçmişin bugünü nasıl sarstığını anlatan çarpıcı bir dram. Elif’in annesine ait eski zarfların peşinden gittiği bu hikaye, yalnızca eski dostlukları ve hayalleri değil, aynı zamanda Elif’in kendi hayatına dair saklı bir sırrı da gün yüzüne çıkarıyor. Dizinin başrollerinde Gökçe Bahadır, Onur Tuna, Selin Yeninci ve Saygın Soysal yer alırken, yönetmen koltuğunda Cenk Ertürk oturuyor. “Geleceğe Mektuplar”, geçmişin sandığınızdan daha yakın olabileceğini hatırlatıyor.
Death of a Unicorn, Max
Death of a Unicorn, kara mizahın fanteziyle çarpıştığı, tuhaflığıyla sınırları zorlayan bir korku-komedi. Paul Rudd ve Jenna Ortega’nın baba-kız dinamiğiyle sürüklediği hikayede, sıradan bir hafta sonu tatili, arabayla çarptıkları bir tek boynuzlu atın beklenmedik etkileriyle altüst oluyor. Ancak zamanla fark ediyorlar ki, tek boynuzlu at yalnızca efsanevi bir yaratık değil; aynı zamanda iyileştirici gücüyle büyük bir sır da barındırıyor. Kanı sivilceleri yok ediyor, görüşü keskinleştiriyor, alerjileri bir anda ortadan kaldırıyor. Ne var ki, bu sihrin bir bedeli oluyor. O büyülü dokunuş, tek boynuzlunun ailesini de harekete geçiriyor ve baba-kız kendilerini giderek daha karanlık, kontrol edilemeyen bir olaylar zincirinin içinde buluyor. Alex Scharfman’ın ilk uzun metraj yönetmenlik denemesi olan film, absürd tonu, kara mizahı ve retro-fantezi havasıyla sıradanlıktan fazlasını arayanlara sesleniyor.
What Marielle Knows, Vizyon
Frederic Hambalek’in yazıp yönettiği 2025 yapımı bu çarpıcı Alman draması, 12 yaşındaki Marielle’in bir anda telepatik güçler geliştirmesiyle başlıyor. Ancak bu bir süper kahraman hikayesi değil; ailesinin tüm düşüncelerini duyabilen bir çocuğun, anne ve babasının kusurlu gerçeklikleriyle yüzleşmesini izliyoruz. Marielle’in zihinsel merceğinden kaçamayan ebeveynler, kendi davranışlarını sorgulamaya başlarken, özel hayat ve mahremiyet kavramları alt üst oluyor. Hem rahatsız edici hem düşündürücü; bu film, “aile olmak” meselesine oldukça sıra dışı bir pencereden bakıyor.