Haftanın Dizi-Film Önerileri

Dijital platformlar yeni yapımlarla dolup taşarken, vizyon takvimi de her hafta bir başka iddialı filmle hareketleniyor. Koltukta battaniyeye sarılıp dizi maratonu mu yapmak istiyorsunuz? Yoksa “beni patlamış mısırla sinema salonuna bırakın” ekibinden misiniz? Fark etmez, bu sezon seçenekler fazlasıyla iştah kabartıyor. “Ne izlesem?” diye düşünürken FOMO’ya kapılmanıza hiç gerek yok. Çünkü radarımıza takılan en taze ve en çok konuşulan film & dizi önerilerini sizin için bir araya getirdik.
Night Always Comes, Netflix
Vanessa Kirby’nin başrolünde yer aldığı bu yüksek tansiyonlu dram, geçim krizinin gölgesinde hayatta kalmaya çalışan bir kadının bir gecelik mücadelesini merkezine alıyor. Tahliye edilmek üzere olan Lynette’in, ailesini evde tutmak için yalnızca 25.000 dolar ve bir gecesi vardır. Ancak gecenin ilerleyen saatlerinde Portland’ın karanlık yüzü (yasadışı anlaşmalar, tehlikeli karşılaşmalar ve gri ahlaki sınırlar) bir bir ortaya dökülür. Benjamin Caron’un yönettiği, senaryosu Sarah Conradt imzalı film, çaresizlikle kararlılık arasındaki ince çizgide yürüyen bir kadının hikayesini güçlü bir atmosfer ve derin bir karakter portresiyle anlatıyor.
A Complete Unknown, Disney +
Bob Dylan: Tam Bir Bilinmez, folk müziğin efsanevi isminin 19 yaşında Minnesota’dan New York’un kalbine uzanan ve kültürel devrimle iç içe geçen yükselişini konu alıyor. James Mangold’un yönetmenliğini üstlendiği, Timothée Chalamet’nin Bob Dylan’a hayat verdiği film, sanatçının sadece müzikal değil, ideolojik olarak da kalıpları yıkan yolculuğunu perdeye taşıyor. 1960’lar Amerika’sının politik çalkantıları arasında Dylan, halk hareketine mesafeli ama kendi sesine sadık kalarak rotasını çizer. Ve nihayet 1965 Newport Folk Festivali'nde eline elektro gitarı aldığında, sadece bir konser değil, bir çağ kapanır ve yenisi başlar. Edward Norton ve Elle Fanning’in de yer aldığı bu iddialı yapım, Dylan’ın mitolojik figür haline geldiği dönemi güçlü bir anlatıyla sunarken, şimdi ilk kez dijital platformda izleyiciyle buluşuyor.
Back to the Frontier, HBO Max
Back to the Frontier, konforlu modern hayatı geride bırakıp 1880’lerin zorlu sınır yaşamına dönen üç Amerikalı ailenin hikayesini anlatan çarpıcı bir dönem dizisi. Teknolojiye, dijital karmaşaya ve hızlı tüketime bir mola verip doğayla, emekle ve hayatta kalma mücadelesiyle yeniden bağ kurmak isteyenlerin radarına takılacak bu yapım; özgürlük, dayanışma ve direniş üzerine kurulu sade ama güçlü bir yaşam portresi sunuyor. Her bölümde izleyiciyi geçmişe ışınlayan dizi, hem nostaljik hem de düşündürücü bir deneyim vadediyor. Eğer siz de arada “her şeyi bırakıp bir çiftliğe yerleşsek mi?” diyorsanız, bu dizi tam size göre.
Das Licht, Vizyon
Tom Tykwer imzalı bu çarpıcı dram, Berlin’deki varlıklı ama dağılmış bir ailenin kapısını Suriyeli göçmen Vara’nın gelişiyle aralıyor. Hizmetçi olarak eve giren Vara, kısa sürede yalnızca düzeni değil, ailenin iç dinamiklerini de kökten sarsıyor. Onun geçmişine dair açıklamalarıyla birlikte bastırılmış sırlar gün yüzüne çıkarken, Engels ailesi hem kendi geçmişleriyle hem de birbirleriyle yüzleşmek zorunda kalıyor. Tala Al Deen’in güçlü performansıyla dikkat çeken film, aidiyet, pişmanlık ve ikinci şanslar üzerine etkileyici bir anlatı kuruyor.
Miley Cyrus: Something Beautiful, Disney +
Something Beautiful, Miley Cyrus’ın yalnızca bir albüm değil, aynı zamanda bir görsel şölen olarak tasarladığı son projesi. İlk kez 2025 Tribeca Film Festivali’nde gösterilen ve ardından sinema salonlarına taşınan bu etkileyici pop operası, Cyrus’ın imzasını taşıyan 13 yeni şarkıyla bezeli sinematik bir deneyim sunuyor. Moda, müzik ve sinemanın kusursuz bir uyumla buluştuğu yapımda yönetmen koltuğunda Cyrus’la birlikte Jacob Bixenman ve Brendan Walter otururken, görüntü yönetmenliğini Spring Breakers’tan tanıdığımız Benoit Debie üstleniyor. Ses miksajı ise Dune ve The Dark Knight gibi yapımlardan bildiğimiz Alan Meyerson’a emanet. Cyrus’ın hayalimdeki proje dediği bu albüm-film, sınırları zorlarken onu sahici bir duyguyla harmanlıyor.