Tam Bir Romantik: Emma Myers

Wednesday dizisinde neşeli ve cıvıl cıvıl Enid Sinclair karakteriyle tanınan Emma Myers, aslında tam bir zıtlıklar bütünü. Hem romantik hem de gerçekçi yönleriyle dikkat çeken oyuncunun sessiz derinliği, ilişkiler hakkındaki bakışı kadar etkileyici: “İlgi duymak sadece işin yarısı.”

Netflix’in neredeyse üç yıl süren dev prodüksiyonu Wednesday’in ikinci sezonu yayına girdi. Ve Jenna Ortega’nın Wednesday’ine gökkuşağı gibi eşlik eden neşeli en yakın arkadaş Enid’i canlandıran 23 yaşındaki Emma Myers, tüm ciddiyetiyle bana aslında ünlü biri olmadığını söylüyor.

“Gerçekten havalı projelerde yer aldığımı biliyorum. Belki insanlar Instagram’ıma bakıp ‘Vay, baya takipçisi varmış’ diye düşünüyordur. Ama dışarı çıkıp yürüyüşe çıktığımda kimse beni tanımıyor. Sokakta görsen, ikinci kez bakmazsın bile” diyor.

Belki bu sözler başka bir bağlamda inandırıcı olabilirdi ama ortada görmezden gelinemeyecek bir gerçek var: Wednesday’in ilk sezonu Myers’ın yüzünü tam anlamıyla dünya sahnesine taşıdı. Netflix tarihinin en çok izlenen İngilizce dizisi unvanıyla 252,1 milyon izlenmeye ulaştı.

Enid olarak kurt kadına dönüşmediği zamanlarda, Emma Myers bu kez Netflix’in yeni uyarlaması A Good Girl’s Guide to Murder dizisinde genç dedektif Pip Fitz-Amobi’yi canlandırıyor. Hatta şu sıralar ikinci sezon çekimleri sırasında, röportajdan hemen önce rol arkadaşı ve yakın arkadaşı Asha Banks’e mesaj atıyordu. Bu diziden hemen sonra da milyar dolarlık gişe hedefi olan Minecraft Filminde Natalie karakterine hayat verdi.

“Wednesday yayınlandığında Instagram’da sadece 9 bin takipçim vardı,” diyor Myers, dijital şöhret konusunda sonunda birazcık kabullenişe geçerek. “Üç gün içinde 5 milyon olmuştu. Aklım başımdan gitti. Ama açıkçası şu an hâlâ eskisi gibi hissediyorum. Hâlâ baya ‘ben’ gibiyim.”

Ve o “Emma hali”, insanlar adını bilmeden ve Reddit’te hayatına dair ipuçları toplayan sayfalar açılmadan önce nasılsa, hâlâ öyle. Wednesday’deki Enid gökkuşağı içinde koşturan bir iyimserken, Emma Myers daha çok içe dönük biri. “Gerçek hayatta Enid’le alakası bile yok. Ama o aynı içtenlik yine de var. Emma daha sakin ve gizemli biri” diyor Jenna Ortega, yoğun çekim programına ara verip Cosmo’ya ekran içi ve dışı dostunu anlatmak için. Ama sakinlik, tutkusuzluk demek değil. Aksine! Emma Myers’ın tutkusu bolca var. Ailesine (üç kız kardeşiyle çok yakın), karakterlerine (her biri için çalma listeleri hazırlıyor) ve ilgi alanlarına (şu sıralar The Last of Us, d4vd ve tabii ki Minecraft’a bayılıyor). Ama tüm bu tutkuyu sakin ve kontrollü bir şekilde dışa vuruyor; adeta bir sır veriyormuş gibi...

Sence zıt kutuplar mı birbirini çeker, yoksa benzer ilgi alanlarına sahip insanlarla vakit geçirmeyi mi tercih edersin?

İki tarafın da kendi içinde bir değeri var bence. Ama günün sonunda, insanları yakınlaştıran şey ilgi alanları değil. Asıl mesele gerçekten anlaşabiliyor musunuz, ortak bir zemin bulabiliyor musunuz? İlgi sadece işin yarısı.

Peki, canlandırdığın karakterler—Enid, Pip ya da Natalie—aşık olduklarında nasıl davranırdı sence? Senden farklı olurlar mıydı?

Ben çok kaptıran biriyim. Yani aşk konusunda derine inen, yoğun yaşayan biriyim. Enid kesinlikle daha rahat. “Ne olursa olsun,” kafasında. “Bu çocuğu beğeniyorum, onunla eğlenceli şeyler yapmak istiyorum ama olmazsa da dünyanın sonu değil,” diye düşünüyor. Bense, “Ya o ya hiç,” diyenlerdenim. Pip bana daha çok benziyor. O da ilişkilerde ciddi biri. Eğer bir ilişkimiz varsa, bu ciddi bir şeydir; öylesine değil. Natalie’ye gelince... Zaten yeterince derdi var! Minecraft evrenindesin sonuçta! Aşkla uğraşacak zamanı yok. Hayatına bir şey daha eklemesine gerek yok gerçekten.

Ciddi ilişki insanı olduğunu söyledin, peki kalbinde gizli bir romantik de var mı?

Kesinlikle içten içe romantik biriyim ama bunu çok belli edenlerden değilim. İçimde hissediyorum ama dışarıdan bakınca “Evet evet bro” modundayım. Dışarıya cool yansıtıyorum ama kafamda “Aaaahhh!” diye çığlıklar atıyorum!

Peki sende o “aaaahh!” hissini ilk uyandıran, gerçek ya da kurgu, ilk aşkın kimdi?

Anakin Skywalker’a aşıktım. Gerçekten aşıktım. Hayden Christensen çocukluğumdan beri ekrandaki aşkımdı. Zaten Skywalker’ların hepsine bayılıyordum; Luke’a da, Anakin’e de. Star Wars’a çok düşkündüm. Bir de Yüzüklerin Efendisinden Legolas ve Aragorn! Onlar da çocukluk aşklarım arasındaydı.

Legolas’ta hâlâ bir şey var sanki…

Kesinlikle. Az konuşan, sadece gerektiğinde konuşan gizemli adamlarda bir şey var...

Göz önünde bir kariyerin olması, flört hayatını etkiledi mi? Şu sıralar hayatında biri var mı?

Şu an çok flört ettiğim söylenemez çünkü baya meşgulüm. Ama bu sürekli değişen bir şey. Çalıştığın insanlar dışında çok fazla yeni insan tanımak zor, bu açıdan biraz sıkıntılı. Bir de tabii uzak mesafe işi... Zorlu oluyor. Ama eğer ne yaptığını ve ne için çalıştığını anlayan biriyle birlikteysen, düşündüğün kadar negatif etkilemiyor. Önemli olan doğru insanı bulmak.

Bir ilişkide senin için kesin bir “asla olmaz” dediğin kırmızı çizgi nedir?

Bir erkeğin kız kardeşlerle büyüyüp büyümediği ya da kadınlara saygı duyup duymadığı hemen anlaşılır. Eğer bir erkeğin bir kadına karşı saygısız bir şey söylediğini duyarsam, “Tamam, bu kız sana çok kötü davranmış bile olsa, bu şekilde konuşma,” derim. Bu benim için net bir red sebebi.

Hayatım kadınlarla dolu. Üç kız kardeşim var ve hayatımdaki her kadını seviyorum. O yüzden biri kadınlar hakkında saygısızca konuşursa? Asla.

Flört cephesinde “seçeneklerin azaldığı” anlarda, dostluklara odaklanmak da güzel. Ekranda Enid ve Wednesday tam anlamıyla ruh ikizi en yakın arkadaşlar. Peki, gerçek hayatta Jenna Ortega nasıl bir arkadaş?

Onu o kadar çok seviyorum ki. Birlikte gerçekten çok eğleniyoruz. Bu sezon aynı zamanda yapımcı da olduğu için çok daha fazla yaratıcı katkı sağladı ve bana hep, “Eğer hoşuna gitmeyen bir şey olursa ya da kendini rahatsız hissedersen, bana söyle, senin yanında olurum,” diyordu. Oyuncu kadrosunu koruyup kollama konusunda çok duyarlıydı ama aynı zamanda harika bir arkadaş da. Ona her şeyi anlatabilirsin.

Arkadaşlığımız çok doğal bir şekilde gelişti ama zaten onu tanıdığım ilk andan itibaren çok yakın hissettim. Çünkü o gerçekten çok havalı, çok açık ve müthiş tatlı biri.

Aslında bu, karakterlerinizin ilişkisini de yansıtıyor gibi. Sence Enid ve Wednesday’in arkadaşlığı ilk sezondan ikinci sezona nasıl evrildi?

Birbirlerini çok derinden anlamaya başladılar. Bence birbirlerinin ihtiyaçlarına duydukları saygı çok güzel bir şey. Mesela Enid sürekli sarılmak, dokunmak isteyen biri olsa da, Wednesday’in yalnız kalma ihtiyacına tamamen saygı duyuyor. Wednesday de Enid’in hoşlandığı şeylere ve ihtiyaçlarına aynı şekilde saygı gösteriyor.

Aralarındaki arkadaşlık gerçekten çok özel. Enid’in peşinden koşan çocuklar olsa bile, onun umurunda değil. Önceliklerini biliyor. En iyi arkadaşının kim olduğunu çok iyi farkında.

Kesinlikle. Önce kız kardeşler, sonra beylere sıra gelir. 

Künye:

Fotoğraflar: Hill & Aubrey
Stil: Brandon Tan
Yazı: Alexandra Whittaker

Saç: Hiroki Kojima (Caren) — Bumble and Bumble ürünleriyle
Makyaj: Sara Hill (The Wall Group)
Manikür: Ami Streets (The Wall Group)
Set tasarımı: Thomas Conant
Prodüksiyon: Town Productions
Özel teşekkürler: The Clevedon Pier