Denedim: Hangarda Nike DN8 Partisine Katıldım

Daha önce hiç hangarda partilemiş miydiniz? Ben sizin için denedim. Nike'ın Air Max DN8'ten ilhamla tasarladığı, Atatürk Havalimanı Genel Havacılık Terminali'nde gerçekleşecek "IST Powered by 8" etkinliğini duyduğumda şaşırdım. Bir hangarda hiç bulunmamıştım. Alışılagelmişin dışında bir etkinlik alanında etrafımda uçaklarla olma düşüncesi gerçekliğimin çok dışında olduğundan beni heyecanlandırdı. 

Erkek arkadaşımla, ekinlik alanına vardığımızda güneş yeni batıyordu ve havada yaz akşamı serinliği vardı. Sırada sürekli birileriyle karşılaştık, arkadaşlarımızla sohbet ettik. Davetli listesinde ismimizi kontrol ettirdikten sonra bize isimlerimize özel bir boarding pass verdiler.

Kocaman bir uçuş pistinin kenarındaki hangarın önüne vardığımızda kendimi oyunda gibi hissettim. Bunun sebebi son zamanlarda GTA V oynamaya sarmış olmam. Erkek arkadaşımla kendimizi bir hangarda bulmak çok gerçek dışı ve eğlenceliydi. Tuşa basıp içine binemesek de tabii ki, tabii ki, jetle fotoğraf çektirdik. 

Bombeli aynalarla dolu kıpkırmızı bir kabinde fotoğraf çekilip içeri girdik ve bizi yine kırmızı ışıklar karşıladı. Kokteyllerimizi aldıktan sonra Avangart Tabldot ve Doruk'un nostaljik-enerjik performansları eşliğinde biraz sosyalleştik. 

Tchane Okuyan'ın (thefvckisback) demir kafes içindeki "Sonsuz Kaçışların Özgürlüğü" sergisini incelediğimde anlık gerçekleşen bir yaratım olduğunu gördüm. Etkinlik katılımcılarının fotoğraflandığı bu canlı sergi o akşamın anısını farklı bir boyuta taşımıştı.

Alanın diğer tarafında ise eski filmlerden fırlayıp modern arabeskle çarpışmış modifiye bir Tofaş Şahin otomobil vardı. Oğuzcan Pelit'in bu eseri Türk sokak kültürünü çok güzel yansıtıyordu ve beni gülümsetti.

Söylemeden geçemeyeceğim, etkinliğin sonunda basın odasına dönmeden kulis olarak ayrılmış alandaki tuvalete gittim. Erkekler tuvaletinde üç kabin varken kadınlar tuvaleti yalnızca bir kabindi. Doğrulanmış bir bilgim olmasa da bu durum beni terminaldeki kadın-erkek çalışan oranı hakkında düşündürdü. 

Gece yarısına kadar devam eden etkinlik ince düşünülmüş detayları, sokak kültürünü gerçek dışı bir hisle birleştirip yansıtması ve ferah atmosferiyle ayaklarımızı yerden kesti diyebilirim. Biz de hafiflemiş şekilde, ne yazık ki jet yerine arabamıza binip, eve döndük.