Cosmo Girl: Topuklu Ayakkabı Giyememe Sorunu

Size avangart ve marjinal kızların, sıradan ve sıkıcı ruhlar arasında nasıl hayatta kaldığını anlatacağım.
gossip-girl-jenny.jpg
Gossip Girl

Yaz modası ve mağazaların ellerinde kalanları indirimlerle satma çabalarıyla baş başayız. On altı yaşında bir liseli olarak bu kış da istediğim topuklu botları giyemedim. Çevremdeki insanların giyinmekten ve topuklulardan neden bu kadar korktuğunu hiçbir zaman anlamadım. Sokakta gezerken ayakkabılarımdan çıkan sesin insanları ürkütmesinin anlamsızlığıyla beraber, yine arkadaşlarımın “abartmışsın Zehra” bakışlarıyla mücadele
ettiğim bir kış oldu.

“İsteyen istediğini giyer!” sloganıyla insanların bütün moda dünyasını yerle bir etmelerinin üzerinden epey bir zaman geçti ama ben dün Vogue New York ofisinde Anna Wintour’un yanından geçerken ayağımda topuklu terliklerin olmasıyla gurur duydum. Tabii Anna bize böcek gibi bakarken biz de kendisini gözlüksüz gördük diye bayram ettik.

Çocukluğunda chick flick filmleri izleyip moda dergisinde çalışma hayalleri kuran genç kızlar kulübünün üyeleri için, insanların zevksizliği ve modadan uzaklığı bu sıcak günlerde pek çekilmiyor. On altı yaşında değilseniz, Nişantaşı'nın ortasında lise okumuyorsanız ve biraz da olsa merak ediyorsanız bugün size avangart ve marjinal kızların, sıradan ve sıkıcı ruhlar arasında nasıl hayatta kaldığını anlatacağım.

Dünyanın en sıradan olmayan genç kızının en sıradan günü

Sabahları İstanbul'un en modern semtinde, inanılmaz butiklerin arasında okula
giderken “Jennifer Lopez - Let’s Get Loud” dinleyerek vitrinlere bakıyor, sabah derslerine geç kalıyorum. Derslerde ise hafta sonu yapacağım kombinleri hayal ederken “Acaba fazla mı abartı olur?” düşüncesiyle en az beş kombinden vazgeçiyorum. Bu noktada "insanların sıkıcılığının bizim 'normalimiz' olması benim suçum mu" diye düşünmekten derslere odaklanamıyorum ve sınavlardan düşük alıyorum. Loie’de indirime giren o topuklu terliklerin stokunun ben okuldan çıkana kadar bitmemiş olmasını umarak uykuya dalıyorum.

Öğle arasında kız arkadaşlarımla hayatımıza giren çıkan bütün erkeklerin büyük kapsamlı dedikodusunu ve psikolojik analizini yaparken önümüzden geçen kızın saçını boyadığını fark ediyoruz ve saniyesinde birbirimize dönüp hiç yakışmadığını söyleyerek birer birer egomuzu tatmin ediyoruz. Okulun en yakışıklı erkeğinin bize doğru baktığını görünce “Hayır, bana bakıyor!” diye kavga ediyoruz. Sonrasında sanki birbirimize girmemişiz gibi hafta sonu
gideceğimiz doğum günü partisinde ne giyeceğimizi konuşuyoruz. Ben ise uzun bir sessizlik içinde kafamda yaptığım kombinin yine ve yine çok abartı kaçtığını fark ederek bir umut “Topuklu ayakkabı giyecek misiniz?” diye soruyorum. Her zaman olduğu gibi “hayır” cevabını aldıktan sonra, muhtemelen hepsinde uyuyacağım öğleden sonra derslerime çıkıyorum.

Okuldan çıkıp kahve eşliğinde her gün konuştuğumuz konuları tekrar konuşup evlere dağılıyoruz ve ben, tek başıma kaldığım gibi bütün mağazalara girip her midi boy eteği ve topuklu terliği deneyip hiçbir şey almayıp evime dönüyorum. İşte bir günü bu şekilde geçen bir kız olarak ne kadar öfkeli olduğumu anlayabilir ve insanların bizi soktuğu kalıplardan dolayı, daha 16 yaşındayken ne kadar zorlandığımı hissedebilirsiniz.

Kalıplar, topukluları “resmi, abartı ve abiye” bulurken; topukluların eğlenceli, şık ve tamamlayıcı olduğunu görebilen, benim gibi moda aşığı kızların bu günlerde en çok problem yaşadığı “topuklularıyla rüküş kalma” sorununu sizinle paylaşmak, bir gram da olsa omuzlarımdan yük aldı.

Unutmayın, topuklu ayakkabı seven liseliler de vardır.

IMG_9388.JPG
Zehra Mina Yılmaz
Yazar
Sınırlı sayıda kişinin kabul edildiği NYC‬ Vogue Summer School kapsamında Condé Nast’ta Fashion Business eğitimi alan Zehra; modayı, edebiyatı, sanatı ve arkeolojiyi büyük bir ilgiyle takip ediyor. Cosmopolitan Türkiye'de kendi yaş grubuna özel içerikler üretiyor.
Devamını okumak için tıklayın
Haftalık