"Benim de" Başıma Gelmiş

Yazar: Anonim
Üniversiteden mezun oldum, üzerine hayatımızda kocaman bir boşluk açan pandemi süreci… İşsizlik, fazlaca alınan kilolar, her gün bir önceki günün aynısı derken hayatımın genel akışından biraz rahatsızdım ve arkadaşımın yönlendirmesiyle nefes terapisine şans vermek için onunla birlikte deneme seansına gittim. Merak edenler için gittiğim eğitmen bir seans içinde hem nefes terapisi yapıyor hem de hislerini konuştuğun bir kısım ayırıyor.
Konunun kendisine gelmek için buraları uzatmayacağım, özetle ben arkadaşımla gittiğim seans ardından kendi başıma ilk seansıma gittiğimde, daha önce beynimin anılar köşesinden yok ettiğim bir gerçekle yüzleştim. “Daha önce” dediğim de 15 seneye tekabül ediyor. Terapistim benimle okul, aile iş, ilişki gibi genel yaşam konularından biraz konuşup nefes terapisi yaptıktan sonrasında biraz daha spesifik konuşmak istedi. Bana sorduğu soru çok açıkçaydı, çok da beklemediğim yerden geldi. “Daha önce cinsel istismara uğradın mı?”.
Kalbim de beynim de soruyu direkt algıladı, yanıtı biliyorlardı. Benliğim ise gerçeği sesli söylemek için bekledi, düşündü, kafamda çakan görüntüleri izledi. 10 saniye kadar sürmüş olmalı, dümdüz bir “Evet.” çıktı ağzımdan. “Ne zamandı?” ve “Daha önce bunu biriyle konuştun mu?” soruları geldi ardından. Ben ilkokula giderkendi ve hayır hiç kimseyle konuşmamıştım. Çünkü bana kimse bunu sormamıştı daha önce.
Bu nasıl sorulur ki zaten. Durduk yere sorulur mu? Üstü kapalı mı ima edilir? Arada bir yoklanır mı? Bunu arada bir kontrol etmesi gereken kişiler ebeveynlerimdi, bundan eminim. Çünkü 10 yaşındaydım. Herhangi bir arkadaşımdan alacağım bir yönlendirme değildi. Ama ebeveynler de çocuğuyla bunu konuşur mu? Onlar da yeterince bilinçli mi ki?
Oraya adım atmadan 30 dakika önce bunu yaşamamış varsayan ve hiçbir detayı hatırlamayan ben, terapistim bana bu konuyu açtığında her şeyi konuşmaya çok açıktım. Her detayı hatırlıyordum o andan itibaren. Zaten hiç silememişim ki.
Bazen öyle spesifik sorular gelmeli ki insan ne yaşadığının farkına varsın ya da farkındaysa da sesli dile getirebilsin. Her birey için geçerli değil tabii ki ama maalesef bende bu şekilde olmuştu. Bazılarını konuşmaya teşvik eden, cesaretlendiren ise birilerinin itirafları olabiliyor.
Olayın üzerinden bugün 20 sene geçti ve şu an tüm açıklığıyla anlatmaya pek istekli değilim. Benim için bir kere dile getirilecek bir şeydi ve cidden bir kere anlattım. “Tek atımlık kurşunum var” derler ya ben bu konuya tek bir kurşun ayırdım ve şükür ki çözümümü buldum. Destek alarak çözmek için çaba sarf ettim ve iyileştim. Bugün ise sadece birilerine tanıdık geliyorsa diye o an hissettiklerimi sıralamak istiyorum:
Şu an burada olmak istemiyorum.
Bu yaşanan beni rahatsız hissettiriyor.
Karşımdaki yabancı biri değil, bana neden kötü bir şey yapsın?
Ama yine de bu yanlış sanki…
Belki de ben yanlış anlıyorum.
Burada olmak istemiyorum.
Problem ben miyim acaba?
Bunu kimseyle konuşmayacağım.
Yetişkin dönemlerimde aynı derecede yaşamasam da bana aynı bu sıralamayla hissettiren başka olaylar da başıma geldi. Etrafımda da benzerlerini yaşayan çok fazla arkadaşım oldu. Çok üzülerek söylüyorum ki olmaya da devam ediyor. İstismara uğrayan birey tarafından “ignore etmeye” müsait bir konu. Kendimin ve yakınlarımın deneyimlerinden derlediğim kadarıyla susmanın birçok nedeni var. O an kendini suçlu hissedebiliyorsun. Kendini kirli veya problemli hissedebiliyorsun. Doğru olmadığını biliyor olsan bile dile getiremiyorsun. Yaşadığın şeyin istismara girdiğini bilmiyor olabiliyorsun. Anlattığında birilerinin seni anlayacağından veya sana inanacağından şüphe duyuyor olabilirsin.
Bedenine, kişiliğine ve değer yargılarına ait çizgilere izinsiz ve zorla müdahale bulunduğunu düşünüyorsan bil ki tacize uğruyorsun. Şunu da bil ki bunu dile getirmeye hazır olduğunda susmana hiç gerek yok. Ufak şeyleri büyütmemek, konuşmamak, üstünü kapatmak üzerine yetiştirilebiliyoruz bazen. Konu özellikle istismar olduğunda evet orada çok fazla psikolojik hassasiyet var. Bu noktada paylaşmak çok kıymetli. Çözüm ise kişinin farkındalığıyla, kendini ne kadar açtığıyla, çözüme ve desteğe ne kadar açık olduğuyla çok yakından ilgili.
Kendi yaşadığım olayın okuldaki, işteki ve sosyal yaşantımdaki iletişim becerilerimi ve direkt olarak cinsel yaşantımı etkilediğiyle yüzleşmiştim. Önce kabul ettim, sonra bunu çözmek istedim ve buna yönelik destek aldım. Zaman alsa da, yolda bazı adımlarda umutsuzluğa kapılsam da işe yaradı ve iyileştim. Özetle 15 sene geriden geldim ama bir kere konuştuktan sonra hayatım değişti. Burada kendi yolumu anlatmam doğru olmayacaktır, işi profesyonellere bırakmak gerekiyor. Ben bunu bir yara olarak değerlendiriyorum. Yaralar iyileşir. Bazen izi kalır, bazen tamamen cilt kendini onarır ve gözle hiçbir iz görmeyiz. Ama günün sonunda hep iyileşir. Bu da öyle bir şey. Her birey ve her olay benzerlik gösterse de farklıdır, her yaranın da farklı ilacı vardır.
Yalnız değilsin. Çözümsüz bir durumun içinde de değilsin. Bir profesyonelden yardım almaya açık olmanı tavsiye edebilirim. Ve şunu unutma ki yaşadığın kötü tecrübeyle alakalı konuşmak, bağırmak, fısıldamak, yazmak, post atmak vs. herhangi bir iletişim şeklini kullanmak istediğinde sana inanacak çok insan var.