Bir Girişimci Hikayesi: iodes

Her markanın arkasında güçlü bir hikâye vardır. İodes’in hikâyesi ise renklerle başlıyor. Renklerin taşıdığı anlamı ve enerjiyi desenlere dönüştürerek şal ve fularlara hayat veren iodes, doğadan ve kadınlardan aldığı ilhamla büyüyor. Biz de markanın kurucusu İrem Özyurtçu ile bir araya geldik; girişimcilik yolculuğunu, üretim anlayışını ve ilham aldığı kadınları konuştuk.
“İodes” nasıl doğdu? Hikayesini anlatır mısın?
İodes tamamen renklere olan tutkumdan doğdu, farklı tonlarla hikaye anlatabileceğimi farkettiğim zaman kendi markamı kurmaya karar verdim ve bu renkleri desenlerle birleştirebileceğim en güzel alanın şal ve fular olabileceğini düşündüm.

Üretimde nelere dikkat ediyorsun? Öncelik verdiğin konular neler?
Üretimde öncelikle kumaşa ve kullanım kolaylığına dikkate ediyorum. Mutlaka doğal kumaşlar ile çalışmak ve desenlerimizin kumaş üzerinde duruşu önceliğim oluyor.
Kadın girişimci olmak hâlâ ekstra bir mücadele gerektiriyor mu sence?
Kesinlikle evet, kadın girişimci olmak başlı başına bir mücadele hala. Ancak artık şanslı olduğumuz bir nokta var ki her geçen gün çoğalıyoruz ve bu durum beni çok gurulandırıyor. İodes gücünü kadınlardan ve doğadan alan bir marka, ben de bu alanın bir parçası olmaktan çok mutluyum.

İlham aldığın kadınlar kimler? Gerçek ya da kurgu olabilir…
İodes topluluğumuzdaki tüm kadınlar benim ilham kaynağım, her koleksiyonda bir araya gelerek çoğalıyoruz ve hepsi bana hayattaki duruşları ile inanılmaz ilham veriyor.
Bugün bu röportajı okuyan genç bir kadına tek bir cümle söyleme şansın olsa, ne derdin?
Pes etme derdim, arada durabilirsin, ara verebilirsin dinlenebilirsin ama gideceğin yoldan vazgeçme derdim.
