Aynı Gibi Ama Değil: Arzu ve Libido

Cinsellik hakkında konuşurken iki kelimeyi sıkça duyuyoruz: libido ve arzu. Birbirinin yerine kullanılan ancak tamamen farklı şeyler olan bu ikiliyi daha yakından inceleyelim ve mitleri birlikte çürütelim.
Getty_Images_1041360664_acb96f5eb4.webp
Getty Images

Libido, kısaca cinsel dürtünüz ve enerjiniz, yani içinizdeki "ateş"tir. Cinsel düşüncelere, fantezilere ve cinsel aktivite arzusuna yol açan içsel motivasyondur. Ruh haliniz, hormonlarınız, fiziksel sağlığınız ve hatta duygusal refahınız libidonuzu etkileyebilir. Libidoyu, cinsel arzuyu çalıştıran motor gibi düşünebilirsiniz. Stres seviyenize ve yaşam koşullarınıza bağlı olarak bir gün gaz verirken ertesi gün frene basabilir. Ayrıca libido her zaman rasyonel değildir; bazen hiçbir açıklaması olmaksızın yükselir veya düşer.

Arzu ise cinsel aktiviteye girme isteğini ifade eder. "Libido, altta yatan dürtü veya enerji iken, arzu, libido tarafından motive edilen belirli eylem veya istektir. Yani, güçlü bir libidonuz olabilir, ancak arzunun gerçekleşmesi için duygusal veya zihinsel bir itici güç gerekir. Arzu kendiliğinden ve aniden ortaya çıkabileceği gibi üzerine düşünülmüş ve zamanla gelişen bir istek de olabilir. Arzu sadece seks yapmak istemekle ilgili değildir. Biriyle samimi ve cinsel bir bağ kurmak istemek de arzuya dahildir. 

Mit mi Gerçek mi?

Arzu her zaman spontane olmalıdır: Çoğu insan arzunun doğal olarak ortaya çıkması gerektiğini düşünür, ancak çoğu zaman beslenmesi gerekir. Arzunun inişli çıkışlı olması tamamen normaldir.

Cinsel arzu her zaman sabit olmalıdır: Birçok kişi "sağlıklı" bir cinsel ilişkinin sürekli seks istemek anlamına geldiğini varsayar, ancak bu gerçeklerden uzaktır. Libidoda olduğu gibi stres, hormonal değişiklikler, yorgunluk ve hatta beslenme alışkanlıkları bile arzunuzu etkileyebilir.

Arzu ve aşk aynı şeydir: Aşk ve arzu birbirinin yerine geçmez. Birini derinden sevip ona her zaman güçlü bir cinsel istek hissetmemek olası bir durumdur. Birine yoğun bir cinsel arzu hissedip romantik duygular beslememek de mümkün. İkisi arasındaki farkı anlamak, ilişkilerde gereksiz baskıları önlemeye yardımcı olabilir.

Uzun süreli ilişkiler arzuyu öldürür: Arzu zamanla değişebilir, ancak kaybolmak zorunda değil. İletişimi sürdürmek, birlikte yeni deneyimler keşfetmek ve duygusal yakınlığı korumak arzuyu canlı tutmanın anahtarlarından.

Arzu yoksa, sorun vardır: Arzu eksikliği her zaman bir problem olduğu anlamına gelmez. Önceliklerde, duygularda veya koşullarda değişiklik anlamına gelebilir. Açık iletişim, sabır, cinsel veya duygusal olarak bağ kurmanın yeni yollarını bulmak arzuyu canlandırmaya yardımcı olabilir. 

Libido ve Arzuyu Ne Destekliyor? 

Fiziksel sağlık: Hormonal değişiklikler (örneğin, regl döngüsü, hamilelik, menopoz veya bazı ilaçlar) libido ve arzuyu etkileyebilir. Ayrıca kronik hastalıklar, yorgunluk ve yaşam tarzı alışkanlıkları da enerjinizi ve cinsel isteğinizi belirler.

Duygusal ve zihinsel durum: Anksiyete, depresyon, stres gibi ruh hali değişiklikleri libido ve arzuyu azaltabilir. Buna karşılık, olumlu duygular, güven ve duygusal yakınlık arzuyu artırabilir. Yani duygusal bağ, fiziksel çekim kadar önemlidir!

İlişki dinamikleri: Partnerinizle olan duygusal bağınız, cinsel arzuyu etkileyen en büyük faktörlerden biri. Duygusal olarak bağlı ve güvende hissetmek arzuyu güçlendirirken, çatışmalar ve iletişim eksikliği azaltabilir.

Toplumsal ve kültürel etkiler: Toplumsal normlar, geçmiş deneyimler ve kişinin beden algısı gibi kültürel ve sosyal etkiler, libido ve arzuyu nasıl deneyimlediğinizi şekillendirebilir. 

Libido ve Arzuyu Artırıyoruz 

Kendinize iyi bakın: Fiziksel sağlık önemlidir. İyi beslenmek, egzersiz yapmak ve yeterince dinlenmek enerji seviyenizi ve dolayısıyla libidonuzu artırabilir.

Farkındalık ve rahatlama: Zihinsel sağlık arzuyu etkiler, bu nedenle stres, kaygı ve duygusal sorunları ele almak önemlidir. Farkındalık, meditasyon veya sadece rahatlamaya zaman ayırmak, arzunun büyümesi için zihinsel alan yaratmaya yardımcı olabilir.

İletişimi güçlendirin: Partnerinizle arzularınız, sınırlarınız ve ihtiyaçlarınız hakkında açıkça iletişim kurmak arzuyu canlı tutmaya yardımcı olabilir.

Yeniliklere açık olun: Yeni cinsel aktiviteler, fanteziler veya sadece rutininizi değiştirerek yeni şeyler denemek, heyecanı korumaya ve arzuyu besleyen kıvılcımı ateşlemeye yardımcı olabilir.

Terapi: Önemli libido veya arzu sorunları yaşayanlar için, terapi daha derin psikolojik veya duygusal faktörleri ele almaya yardımcı olabilir.

Libido ve arzuyu anlamaya çalışırken en önemli nokta bu deneyimlerin herkes için benzersiz olduğunu ve günbegün değişebileceğini bilmek. Hislerimizin ne kadar karmaşık olabileceğini kabul edip kendimizi beslemek için adımlar atarsak daha tatmin edici cinsel deneyimler yaşayabiliriz. 

"Tahrik Oldum" Ama Tık Yok 

Bazen fiziksel olarak uyarılmış hissedebilirsiniz, ancak duygusal veya zihinsel olarak istek duymayabilirsiniz. Örneğin, genital bölgenizde kan akışının arttığını veya dokunmaya karşı hassasiyetinizin yükseldiğini fark edebilirsiniz, ancak cinsel ilişkiyi sürdürmek için motivasyonunuz veya duygusal ilginiz olmayabilir. Bu durum kafa karıştırıcı veya hayal kırıklığı yaratıcı olabilir, ancak birçok insanın yaşadığı yaygın bir deneyimdir.

"İstiyorum" Ama Tık Yok 

Tam tersi durumda, cinsel ilişki ya da yakınlık için zihinsel bir istek hissedebilirsiniz, ancak vücudunuz fiziksel olarak tepki vermeyebilir. Bu durum, cinsel ilişki fikrine duygusal olarak bağlı olduğunuzda, ancak fiziksel bir dürtü hissetmediğinizde ortaya çıkabilir. Bu, arzunun sadece bedensel olmadığını, aynı zamanda duygusal ve psikolojik faktörlerden de etkilendiğini hatırlatır.

Haftalık