Oscar Ödüllü Yaz Filmleri

Güneşin altında parlayan sinema harikaları
Summit Entertainment
Summit Entertainment

Yaz mevsimiyle aranıza güneş kremi, bol buzlu içecekler ve biraz da iyi sinema sıkıştırmak istiyorsanız doğru yerdesiniz. Romantik komediler fazla köpüklü, kara filmler ise fazla ağır geliyorsa, gelin sizinle tam kıvamında bir film listesi paylaşalım. Aşkın, hayallerin, vedaların ya da yepyeni başlangıçların içimizi ısıttığı bu hikayeler, sinema tarihine adını altın harflerle yazdırırken yaz ruhunu da en stil sahibi haliyle yakalıyor. Şezlonga uzanıp ekrana odaklanmaya hazırsanız, sinema tarihinin en “ödüllü” yazlarına doğru kısa ama etkileyici bir yolculuğa çıkıyoruz. 

Little Miss Sunshine

Yazın olmazsa olmazı nedir? Tabii ki bir yolculuk. Little Miss Sunshine, New Mexico’dan Kaliforniya’ya uzanan bir karavan macerası. Ama bu film sadece güzellik yarışmasına gitmeye çalışan küçük bir kızın hikayesi değil aynı zamanda  birbirinden kopuk bir ailenin yolda yeniden birbirine sarılmasının, kırık dökük umutların ve absürt komedinin tam kalbinde duran bir film. 2007 Oscarlarında En İyi Özgün Senaryo ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Alan Arkin) ödüllerini kaparak gönülleri fethetti. Filmdeki sarı minibüs ise adeta bir karakter gibi. Onun bozulduğu, itilerek çalıştırıldığı her sahnede hem gülüyoruz hem de içimiz sızlıyor. Bu film, yazın hafifliğini taşırken, bir yandan da hayata dair ağır şeyleri anlatma konusunda oldukça cesur.

Moonlight

Miami’nin güneşli sokaklarında, yüzme havuzlarının serinliğinde geçen Moonlight, sadece yazın değil, sinema tarihinin de en dokunaklı hikayelerinden biri. Barry Jenkins’in yönettiği ve 2017’de En İyi Film dahil üç Oscar kazanan film, üç ayrı zaman diliminde Chiron adlı bir gencin büyüme, kendini kabulleniş ve sevgiyle tanışma sürecini anlatıyor. Filmdeki o meşhur yüzme sahnesi (sahnede Juan karakteri küçük Chiron’a yüzmeyi öğretiyor) sinemanın hem görsel hem de duygusal anlamda neler başarabileceğini gösteriyor. Yaz, Moonlight’ta sadece bir fon değil, karakterlerin kendilerini bulduğu, büyüdüğü ve dönüştüğü bir atmosfer. Güneşin altında bile kalbimizi titreten bir film.  

Before Sunrise

Sinemada yaz aşklarının en sade ama en etkileyici örneklerinden biri hiç kuşkusuz Before Sunrise. Richard Linklater’ın yönettiği ve sadece diyalogla akan filmde, Viyana sokaklarında geçen bir gecelik tanışma, iki yabancının hayatlarını sonsuza kadar değiştiriyor. Jesse ve Celine’in sadece birkaç saatlik tanışıklığı, yaz gecesinin büyüsünü en derin hâliyle yansıtıyor. Film herhangi bir Oscar kazanmasa da, eleştirmenlerin ve sinemaseverlerin kalbinde ayrı bir yeri var. Bu listeye girmeyi kesinlikle hak ediyor çünkü yaz bazen sadece bir şehirde, bir gecede başlıyor ve sonsuza dek sürüyor gibi hissediliyor.

Roman Holiday

Audrey Hepburn'ün zarafetiyle hafızalara kazınan Roman Holiday, 1953’te En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ı dahil üç ödül kazandı. Roma sokaklarında geçen bu romantik komedi, yazın flörtöz ruhunu, Vespa üstündeki kaçamaklarla ve tarihi sokaklarda geçen kahkahalarla yansıtıyor. Hepburn'ün oynadığı Prenses Ann, bir günlüğüne saraydan kaçıp “normal” bir hayat yaşamak istiyor ve bu kısa kaçamak ömür boyu unutulmayacak bir yaz aşkına dönüşüyor. Gregory Peck ile olan uyumları hala sinema tarihinin en ikonik çiftlerinden biri olarak anılırken, film de yaz ruhunun en zarif örneklerinden biri olarak kalıyor.

La La Land

Yazın büyüsü bazen sadece güneşin değil, hayallerin de peşinden gitmektir. La La Land, Los Angeles’ın pastel renkli yaz gecelerindeki iki sanatçının aşkını anlatıyor ama klasik romantik hikayelerin çok ötesine geçiyor. Damien Chazelle’in yönetmenliğinde 6 Oscar kazanan film, yazın hafifliğini caz müziği ve dansla birleştirirken, hayal kurmanın her zaman tozpembe olmadığını da unutmuyor. Mia ve Sebastian’ın ilişkisi, bize bazen aşkın değil hayallerin kazandığını fısıldıyor. Şehir ışıkları altında geçen yaz akşamları, bu filmde umutla melankoliyi aynı kareye sığdırıyor.  

Past Lives

Celine Song’un yazıp yönettiği, 2024 Oscar sezonunun en çok konuşulan yapımlarından biri olan bu film, hem zarif hem sarsıcı bir yaz hikayesi anlatıyor. Filmde Kore’de çocukken ayrılan iki arkadaş, yıllar sonra New York’ta bir yaz buluşmasında tekrar karşılaşıyor. Bu buluşma, hem geçmişin izlerini hem de yaşanmamış ihtimalleri gün yüzüne çıkarıyor. Sade sinematografisi, dingin atmosferi ve oyunculuklarıyla Past Lives, yazın sadece güneşte değil, duyguların derinliğinde de yanabileceğini hatırlatıyor. Şimdiden birçok listede modern bir klasik olarak anılıyor.

yigitcangenc1
Yiğitcan Genç
Yazar
Yiğitcan Genç, dergicilik hayatına bone Magazine & Curated Magazine dergilerinde başladı. Bant Mag., Dadanizm, L'Officiel Hommes Türkiye, Based Istanbul ve GQ Türkiye gibi yayınlarda editörlük yaptı. Dijital dünyada güçlü editoryal içerikler yaratmanın önemine inanarak üretimine devam ediyor.
Devamını okumak için tıklayın
Haftalık