Queen mi? Loser mı? Bence Cevap Çok Net

Aşk-ı Memnu’nun yayınlanışının üstünden 15 yıl geçti ama üzerimizde bıraktığı etki hiç değişmedi. Kendisi aynı yapım şirketinin ilk roman uyarlaması dizisi Yaprak Dökümü gibi döne döne izlenen ve hype’ı hiç tükenmeyen bir şaheser. Hatta üzerimizde öyle güçlü bir etkisi var ki final bölümünün tekrarı prime time’da yayınlandığında reyting rekorları kırıyor. Ayrıca dizinin tekrarları her yaz verildiği için birçoğumuz için yazın başlama alametlerinden biri. Ayağa yapışan karpuz kabuğu tanesi gibi yani.

Şimdi gelelim günün anlam ve önemine: 24 Haziran yani bugün, Bihter Ziyagil’in ölüm yıl dönümü. Ben de bu vesileyle Bihter karakteriyle ilgili gerçek düşüncelerimi kaleme almak istedim. Ölünün arkasından konuşulmaz derler ama ben birazdan atalarımızın bu öğüdünün içinden geçeceğim. Hazırsanız başlıyoruz.

Bihter karakteri illa bir kraliçe olacaksa ancak “rekabet kraliçesi” olurdu. Her şeyin başladığı ilk bölüme bakarsak Bihter, babasını aldatarak ölümüne sebep olduğunu düşündüğü için annesi Firdevs Hanım’ı sevmiyor. Mali sıkıntı yaşayan Firdevs Hanım ise o sırada pençelerini Adnan Ziyagil için bilemekte. Bunu fark eden Bihter, Adnan Bey’in kendisiyle de ilgilendiğini görünce sırf annesine gıcıklık yapmak için Adnan Bey’in evlilik teklifine balıklama atlıyor.

Bununla da kalmıyor, annesi bir süre daha Adnan Bey kendisiyle ilgileniyor sansın da iyice çıldırsın diye haberi açıklama anını geciktiriyor. Ama bak sen şu işe, Bihter dizinin ilerleyen bölümlerinde kendi gölgesinden bile korkan Behlül’e aşık olduğunu sanarak (evet sanarak) kendisi çıldırıyor. Firdevs Hanım’dan intikam almak için yaptığı evlilik ayağına dolanıyor da dolanıyor.

Aşk-ı Memnu’nun bir diğer kült karakteri Nihal, sosyal medyada sevilmiyor. Açıkçası Nihal’i ben de pek sevmiyorum ama Nihal bu kadar eleştirilirken Bihter’in “queen” denilerek yüceltilmesini tuhaf buluyorum.

Nihal küçük çocuk gibi ayağını yere vurarak “Behlülüm de Behlülüm” derken Bihter farklı bir tutum içinde miydi sanki? Hele ikinci sezonun son bölümlerinde Bihter’in Behlül’ün peşinde kendini yıprattığı anlar… En büyük düşmanı olan annesinin dizlerine kapanması olsun, Behlül telefonda “Ben Nihal’den ayrılsam bile seninle olmam artık. Yani Nihal olmasa bile sen olmayacaksın artık benim hayatımda.” dediğinde “Bak Nihal’den ayrılsam diyorsun, ayrılmak istiyorsun.” şeklinde anlamazlıktan gelerek cevap vermesi olsun, dudak parlatıcısı Nihal’i bile geride bırakan bir performans sergilemişti.

Ayrıca bir noktada Nihal bile Bihter’e kıyasla daha net bir duruş sergiledi. Firdevs Hanım, Behlül’e eski sevgili tuzağını kurduğunda aldatıldığına inanan Nihal, nişan yüzüğünü Behlül’ün suratına fırlatmıştı. Geçmiş bölümlerde Behlül tarafından gerçekten aldatılan ve Behlül’ü o meşhur taş evde basan Bihter ise bunu da sineye çekmişti.

Bihter, dizinin finaline doğru drama queen’liğe terfi ediyor. Behlül’le kaçacağım derken kendini kaybeden Bihter, “Beni kalbimden vurdun, gözün aydın. Bu büyük şansı kaçırmazdım ben olsaydım.” dizelerine yakışır şekilde kendini kalbinden vurarak hayata veda ediyor. Yani haydi kaptırdın kendini, hırsına yenik düştün o noktaya geldin, bari Behlül altı yaşındaki çocuk gibi “amcama söyleme” diye ağlanıp sızlanırken bir silkelenip kendine gelseydin. Firdevs Hanım’ın da sık sık söylediği gibi: Bu adam için değer miydi?

Zaten bence Bihter Behlül’e aşık falan değildi. Ulaşılmaz ve yasak olana duyduğu zaaf, Behlül’ün Nihal’i kendisinin yerine tercih etmesiyle saplantıya dönüştü. Bihter ve Behlül birlikte olsaydı bile iki bilemedin üç ay sonra ayrılırlardı.

Benim gözümde Aşk-ı Memnu’nun tek queen’i Firdevs karakteridir. Kadın haliyle, tavrıyla, laflarıyla, bakışlarıyla tam bir kraliçe. Hiçbir yenilginin üstünde çok durmuyor, krizi fırsata çevirmeye çalışıyor. Bihter gibi gurursuz değil, kazanamayacağı savaşlara girmiyor. Bir manipülasyon ustası. Yoktan “Behlül & Nihal” hikayesini yaratacak kadar hem de. Valla bazen keşke Firdevs Hanım gerçek olsa da beni de everse diyorum. Tüm bunların dışında dizi boyunca alık kızına Behlül’le ilgili yaptığı tespitlerin altına da imzamı atıyorum. Başlarda Bihter’i kendine benzetip gurulansa da ilerleyen bölümlerde Bihter’in kendisiyle alakası olmadığını kendisi de anlamıştı. Bir bölümde dediği gibi: “Senin bana benzediğini sanmıştım ama yanılmışım. Ben hiçbir zaman bu kadar pervasız olmadım.”

Bihter bu kadının da sonu oldu. Sayesinde kadına inmeler indi. Neyse, yine de bir kraliçedir, bir annedir Firdevs bizim için. Respect + Kalp Firdevs Hanımcığım.

Kendisiyle ilgili favori sahnelerimden birisi de şu kolye olayında masada yaptığı yorumdur. Bihter’in Behlül’ün aldığı dandik kolyeyi taktığını fark edince söyledikleri tam cuktur. Kızım sana söylüyorum Behlül sen anladır. Muazzamdır.

Benim Bihter’in üzerine atacağım başka toprak kalmadı. Umarım ekranlarda güçlü, kendini bir erkek uğruna heder etmeyen, hayatını yaşayan kadın karakterler görürüz ve bu kadın karakterler “gerçek” queen’ler olarak yıllarca anılır, örnek alınır. Bihter, Nihal gibi karakterler bunlardan biri değildir, olamazdır.