Yaprak Dökümü Kadınlarını Bir Günlüğüne Sex and the City Evreninde Görmek Nasıl Olurdu?

Milenyum ve Gen-Z’yi bir araya getiren tek şey düşük bel pantolon modası değil. Bir de yılların dizileri Yaprak Dökümü ve Sex and the City var. Bu iki evrenin kızları tamamen farklı gözükse de çok benzer özellikleri var. Ferhunde’nin dobralığı ile Samantha’nın özgüveni, Carrie’nin yanlış kararları ile Leyla’nın Oğuz takınsı ve dahası…
Yıllar içinde bu iki dizinin kadınlarının bende bıraktığı izleri düşünürken kendimi onların kesiştiği bir evren kurarken buldum. Çünkü İstanbul’daki bir Ferhunde'nin Manhattan’da da hayatta kalabileceğine, Necla'nın gökdelenler arasında kaybolmak yerine onları tasarlayacağına, Fikret’in hâlâ kuralları olacağına ve Leyla'nın pembe montuyla Central Park’ta gezeceğine inanıyorum.
Bu yüzden, gelin bir günlüğüne bu karakterleri New York sokaklarında hayal edelim.
Ferhunde - Manhattan'ın Yeni Samantha'sı
Ferhunde dobra, sözünü asla sakınmayan, bağımsız, parayı ve gücü seven bir karakter. Şevket ile evlenerek Tekin ailesine bomba gibi düşen Ferhunde, dizi boyunca travmatik geçmişi ve vurdumduymazlığıyla öne çıkıyor.
Ferhunde birçok yönden, Samantha Jones’u andırıyor. Kimsenin düşüncelerini umursamayan Samantha, hikayesinin ana karakteri olduğunun gayet farkında ve hayatı sadece kendisi için yaşıyor
Ferhunde travmatik geçmişini Manhattan'ın hırçın tarafıyla kapatır ve statü basamaklarını bir bir çıkardı. SoHo’daki en pahalı rooftop barlarda görünür ve her zaman kendisini bir üst seviyeye çıkaracak adamlarla çıkardı.
Ferhunde’nin bencilliği Samantha ile tamamen örtüşmese de ataerkil düzende kendini var eden bir figür olurdu. Skandallardan korkmaz hatta onları yaratırdı.
Necla - Brooklyn’nin Gözde Mimarı
Necla, diğer Tekin ailesi kızlarına göre daha akılcı, bağımsız ve dik başlı. Hatalarından ders çıkarmayı bilen Necla, statü sahibi olmak için elinde geleni yapmasıyla akıllara Miranda’yı getiriyor.
Miranda'nın hukuk kariyerindeki azmi gibi Necla da mimarlık alanında zirveye çıkma kararlılığı gösterirdi. Ancak Miranda'dan farklı olarak Necla, sosyal statüyü önemser ve kendini yükseltmeyecek ilişkilerden kaçınırdı. Aile trajedilerinin ardından hayatını toparlayıp ırsı sayesinde New York'un gösterişli gökdelenlerini tasarlamasını sağlayacak ünlü bir mimar olurdu..
Leyla - Single and Impulsive
Carrie’nin kariyerindeki başarısını bir kenara bırakırsak Leyla; histerik, dürtüsel ve Oğuz’a takıntılıhalleriyle Mr Big için yapmadığı şey kalmayan Carrie’e çok benziyor.İkisi de aşık olduğu erkek için fedakarlık yapmaktan çekinmiyor.. Carrie’nin ara sıra kız arkadaşlarını ikinci plana atması akla, Leyla’nın Oğuz için kardeşlerine yaptıklarını getiriyor.
Leyla New York’ta erkeklerden çok, kendi kararlarının kurbanı olurdu. Bir aşk için Paris'e gidip orada kalabilirdi. Carrie'nin ayakkabı bağımlılığı ile Leyla'nın pembe montuna olan düşkünlüğü arasındaki benzerliğe ise diyecek bir şey yok..
Fikret - Evli, Mutlu, Çocuklu
“İyi aile kızı” Fikret, geleneksel yapısı ve ahlaki değerlerine bağlılığıyla tam bir Charlotte.
Fikret büyük ihtimalle el örgüsü işlerini Manhattanlı sanatseverlere satar, evlenmeden seks yapmaz,yapanları da yargılamazdı. Online dating veya ruhsuz tanışmalardan kaçınır, hayatının aşkını romantik bir şekilde bulmayı hayal ederdi. Charlotte’un evlendikten sonra kariyerini bırakma isteği de Fikret’in aile kurma ve çocuk sahibi olma hayalini anımsatıyor..
Sonuç olarak kurduğumuz bu alternatif evrende iki dizinin kadınlarının da kendi hayatlarında başarılı olduğunu ve hatalarından ders çıkardığını biliriz. Zaman zaman bizim de Mr Big’lerimiz, pembe montlarımız ve babamızdan onay alma çabamız olmuştur sonuçta.
Bu karakterleri değerli kılan, bize seçilmiş veya öz ailemizle aramızdaki sevgi bağının önemini hatırlatmasıdır. İster İstanbul ister Manhattan olsun, sevdiğimiz insanlarla bir akşam çayının veya Cosmopolitan’ın düzeltemeyeceği şey yoktur.