Podcast Evreninde Bir Kadın Sesi: Burcu Eken

"Podcast yayıncısı olmadan önce tiyatro okumuş olmama rağmen insanlarla çok konuşmayan, bariz ve güçlü duvarları olan, daha içe dönük bir mizacım vardı. Podcastle birlikte katarsisler yaşamaya, konuklar ve ele aldığım konular üzerinden en sert haliyle travmalarımla yüzleşmeye, tırtılın kozadan çıkması gibi bir süreç yaşamaya başladım. Hayatın farklı olasılıklarını ve kendimin en derin, en gizli yönlerini keşfetmemi sağladı. Yıllardır yazmak istememe rağmen başına oturamadığım otobiyografik romanım Göbek Bağı’nı yazmamda bu sürecin önemli bir rolü var. Ayrıca kariyer anlamında adına podcaster dedikleri yeni ve çok sevdiğim bir kimlik edindim." diyor Burcu Eken
Mikrofonun arkasındaki sesi gelin daha yakından tanıyalım...
Podcast dünyasına adım atma sürecin nasıl gelişti?
Her şey bundan dört yıl önce yazar Fırat Uran’ın “Burcu sen çok ilginç bir karaktersin ve çok iyi bir hikaye anlatıcısın. Neden podcast yapmıyorsun?” fikrini ortaya atmasıyla başladı. Podcastin ne olduğunu bilmiyordum, bir araştırma sürecine girdim ve gerçekten tam benlik bir şey olduğunu fark ettim. Nasıl bir podcast yapmak istediğimi düşündüm, çerçevesini çizdim, Fırat’la tekrar konuştuk. Ben sunucu, o yapımcı kimliğini üstlendi, ortak olduk. Programın adının Hayatta Kalma 101 olmasını önerdi. O dönem Netflix dizisi Aşk 101 popüler olduğundan bu isim içime sinmedi. Bunun üzerine bizi daha iyi yansıtacağını düşündüğümüz Hayatta Kalma 202’de karar kıldık. Çetrefilli, yüksek sesle konuşulması zor, idrakı emek isteyen konulardan bahsedeceğimizden bu isim bizim için biçilmiş kaftandı.
Mikrofonun başında en çok hangi “sen”i görüyorsun? Hikaye anlatıcısını mı, iç sesini mi, başka birini mi?
Mikrofonun karşısında bazen beni rahatsız edecek kadar mahrem iç sesimi, en kırılgan ben’i ama çoğunlukla bu kırılganlığa meydan okuyan, bir savunma mekanizması ve etkili bir hayatta kalma yöntemi olarak geliştirdiğim, kara mizahtan gücünü alan alter egomu; dobra, oyunbaz, dürüst, yeni deneyimlere aç ve açık, hayata avazı çıktığı kadar kocaman bir “EVET!” diyen maceraperest tarafımı görüyorum…
Sence bir podcasti iyi yapan şeyler nelerdir?
Bence iyi bir podcastin olmazsa olmazı samimiyet ve özgünlük. Kopyalanamaz, DNA gibi özgün bir ruhu olan ve biraz ileri gitme cüreti gösterebilen tavırlı işleri seviyorum. Hayatın farklı yüzlerini, saklı seslerini, keşfedilmemiş renklerini, çeşitli duygu ve düşünce katmanlarını görünür kılan podcastleri önemli buluyorum. Sisteme nanik yapan, ezber bozan, tabu ve put kırıcı işler candır.
Kayda girmeden önce seni moda sokan küçük bir ritüelin var mı?
Kayıt öncesi detaylı bir hazırlık yaptığımdan kayda girmeden önce kendimi ve varsa konuğumu rahatlatmaya bakarım. Semt barında birkaç gündüz birası içmek en favori ritüelim!
Podcast üretim sürecini merak edenler, yeni başlamak isteyenler için vereceğin en önemli tavsiye ne olur?
Hakkında konuşmaktan en fazla korktukları şey neyse podcast yapma sürecine en önce onunla başlamalarını tavsiye ederim. İnsanın kendini bir ses kaydıyla yabancı kulaklara sunması başlarda çok ürkütücü gelse de çıplak olma riskini göze almalarını, her yeni bölümle birlikte duygu ve düşüncelerini soyunarak manevi bir striptiz yaşamalarını, “el alem ne der” baskılarından özgürleşerek yeni ve arzu dolu bir hayatın, soluk soluğa bırakacak maceraların fitilini ateşlemelerini, kendi seslerinin ve gerçek hayat hikayelerinin dönüştürücü gücünü hemen şimdi keşfetmelerini arzu ederim.