Issız Kadınlar mı Olduk?

Kadınlar neden ilişki istemiyor?
YAZAR:
Getty Images
Getty Images

Aşk güzel şey, ilişkiler olmasa... Bu yazdıklarımı hoşlandığım kişi duymasa... Instagram’da paylaşırsam bu yazıyı hikayemi gizleyeyim bari. “Issız kadın” demesin. Sizler diyebilirsiniz. Siz beni kendinizden tanıyorsunuz. Bu köşede anlattığım şeyleri ya yaşadınız ya yaşıyorsunuz. Eminim bir çoğunuz benim gibi ‘ilişki yoğunusunuz’.

Aşk hala bildiğimiz aşk. Yaşınız kaç olursa olsun, aynı kimyasal kokteyli aynı el çabukluğuyla hazırlıyor beyin. Dopamin fırlıyor, beyindeki ödül merkezi ışıl ışıl oluyor. Pimi çekilmiş kelle sırıtmalar, bir sonraki görüşme için bahane aramalar, derhal bulmalar, mesaj var mı yok mu diye telefona bakmalar... Biliyorsunuz işte. Bardaklarca içseniz de geceye devam edebileceğiniz, ertesi gün mideyi bozmayacak bir kokteyl: Aşk...

İlişki kurabilmeye yeter sebepti eskiden, bu kokteyli tokuşturabileceğin birini bulmuş olmak. Çağımızda işler değişti. Morgan Stanley’nin raporuna göre, 2030’a gelindiğinde 25–44 yaş arası kadınların neredeyse yarısı hem single hem de çocuksuz olacak öngörülüyor. Psychology Today’nin araştırmasına göre 18–29 yaş arası kadınların %37’si, 30–49 yaş arası kadınların ise %39’u romantik ilişki mi? Ben almayayım diyor. Neden kokteyllerin en lezzetlisi bile kadınları yeterince sarhoş etmiyor? İlişki isteyecek kadar başlarını döndürmüyor?

Bakınca etrafıma, gördüğüm en yaygın sebep: Kadınların artık kaybedecek daha çok şeyi var... Bizden önceki nesillerin, ilişki ya da evlilik sayesinde kazanabildiği özgürlük, ekonomik güvence, sosyal statü, baba evinden kaçış bileti artık kadınların kendi kazanabildiği şeyler, kendi alabileceği biletler. İlişki ya da evlilik, bir zamanlar kadınların düzenini kurmaya araçken şimdi kadının hali hazırda kurduğu düzeni bozabilecek bir tehdit olabiliyor. Sağlıksız bir ilişki, konsantrasyonunu düşürüp kariyerini tehdit edebilir, duygularını hırpalayıp ruh sağlığını tehdit edebilir, özgürlüğünü kısıtlayıp gelişimini baltalayabilir.

Kar-zarar analizi yapar oldu yani kadınlar. Risk analizi! Akşam kokteyllerini içip ertesi gün analitik düşünmeye devam ediyorlar. Değer mi diyorlar? İnci gibi dizdiğim hayatımı boynumdan çekip tek hamlede koparmaya... Değsin isterlerdi, isterdik. Bu adam için her şeyi dağıtmaya değer diyebilmek... Dedik de zamanında bir çoğumuz. O yüzden zaten risk hesaplamada artık profesyonel olduk!

“Erkolar kapatılsın” diyenlerden değilim. Erkolar kapatılmasın ama takip mesafesini korusunlar. Koruyalım. Zincirleme kazalar olmasın hayatlarımızda. Hem takip mesafesi korunup hem ilişki nasıl yaşanır? Yaşanır mı? Yaşayan yaşıyor mu yoksa biz mi öyle biliyoruz, ilişkilerinde fırtınalar koparken Instagram’da gül bahçelerini mi görüyoruz? Issız kadınlar mı olduk yoksa sadece kendimizi artık daha mı iyi koruyoruz? Sorularım da cevaplarım da hayatımın her döneminde güncelleniyor. Hayat bildiğimi unutturmayı, unuttuğumu hatırlatmayı iyi biliyor. Bu ara ne zamandır içmediğim kokteylleri hatırlattı mesela. İçimde kıpırtılar... Ama yetmiyor, risk analizi arka planda devam ediyor.

Kimse Duygularından Kaçmıyor 

Duygularımdan kaçmıyorum, hayır. İlişkiye mesafeli duran kadınların duygularından saklandığı, duygularını görmezden geldiği gibi yaygın bir kanı var. İnanın değil. Tam tersi duygularımızın iyice dibine yanaşıp onları iyice gözlemleyip, risk analizlerimizde bu verileri kullanıyoruz. Günümüz kadını ilişkiden kaçmıyor. O sadece ilişkiye ‘koşmuyor’.

Nefes nefese kalmak istemiyor, tükenebileceği bir ilişki olduğunu kestiriyorsa ‘aşka rağmen’ oksijenini kendine saklamayı tercih edebiliyor.

“Yaşamın büyük sırrı, onu kontrol altına almak değil, ona yön vermektir.” diyor Carl Jung. Günümüz kadını tam olarak bunu yapıyor. Çünkü yüreğinin götürdüğü yere gittiğinde gördükleri yüreğine her seferinde iyi gelmedi. O yüzden artık kokteyli içiyor, duygularını yaşıyor ama bu duyguların ne yöne gideceğine kendi karar veriyor.

gozde tezer foto.jpg
Gözde Tezer
Yazar
İzmir'de doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde okurken stajyer olarak girdiği Vizon isimli moda dergisinde yazıları yayınlanmaya başladı. İletişim alanında ilerlemek istediğine karar verince sinema-tv bölümüne geçti. Bir yandan eğitimine devam ederken 32.GÜN isimli haber programında yapım asistanlığı yapmaya başladı. Sonrasında ATV, ShowTv gibi kanallarda ana haber bülteni muhabiri olarak çalıştı. 2016 yılında ekran önü tecrübesini yeni çağın televizyonu olarak gördüğü Youtube'a taşımaya karar vererek kendi kanalını açtı. Anılarını, tecrübelerini, gezilerini paylaştığı videolarıyla kısa sürede 250 bin aboneye ulaşan Tezer, kendi reklam ve pazarlama şirketini kurdu. Bugün hala Youtube ve Instagram üzerinden içerik üretmeye ve marka işbirlikleri yapmaya devam eden Tezer aynı zaman psikoloji bölümünde lisans yapıyor.
Devamını okumak için tıklayın
Haftalık