Uzun İlişkimde Kendimi Nasıl Bulacağım?

Bir senedir erkek arkadaşımla birlikte yaşıyor ve neredeyse tüm vaktimizi yan yana geçiriyoruz. Evimizin stüdyo daire olduğunu ve birbirimizi etkilemeden bir şey yapmakta zorlandığımızı da söylemem gerek. Ayrıca ikimiz de Cosmo’da çalışıyoruz. Bu da kendimize zaman ayırmak ve birbirimize alan tanımak için bilinçli bir çaba harcamamız gerektiği anlamına geliyor.
Üzerimde korkunç bir dağınıklık var. Birlikte yaşamaya başladığımızdan beri çok az hareket ediyorum. Geceleri çok az, işim olmadığı zamanlarda gereğinden fazla uyuyorum.
Sanki ağır bir gece hayatım varmış da bir türlü kopamıyormuşum gibi. Vücudumun sınırları ötesine geçip televizyon karşısında yenilmek üzere söylenen sabaha karşı yemekleri… Tam uyku bastırmışken gelen kahve teklifini reddedememek ve o enerjiyle sabaha kadar oturmak... Bunların hepsi yaşarken o kadar eğlenceli ki uyumak istemiyoruz. Minik bir bağımlılık bu sanırım.
Geçen hafta, ailemi ziyarete gittim ve vücudum 25 senelik alışkanlıkla resmen "fabrika ayarlarına" döndü. Gece erken uyudum ve sabah erken kalktım. Açık havada kitap okudum, deniz kenarında yürüyüş yaptım, güzelce ve yeteri kadar yemek yedim. Şu an bu satırları battaniyenin altındaki üçüncü saatimde yazarken kimlik karmaşası içerisindeyim.
Suç bana “Seni her halinle seviyorum” diyen sevgilimde mi? Hayır. O masum masum masasında oturuyor şimdi. Durum biz birlikte yaşamazken de böyleydi de oradan biliyorum. Kendimi ona göre ayarlamaya çok alışkınım yani. O bunu istediğinden ya da aynısını yapmadığından da değil. Böyle olmamızın sebebi ikimizin de birlikte geçireceğimiz zamanı, verimli olmaya tercih etmemiz. Bazen gündüzleri yoğun oluyoruz ve gece yarısından sonraki sessizliği değerlendirmek istiyoruz. Uyumak, kendi zamanımızdan kaybetmek gibi hissettiriyor.
Bana Ait İki Hafta
Geçen ay, kendisi iki haftalığına yurt dışına çıktı ve ben evimizde ilk kez bu kadar uzun süre yalnız kaldım. Ailemi ziyaret etmeye de gitmedim. Çok uzun bir süre sonra savrulmaktan, kendimi hayatımdaki insanlara göre ayarlamaktansa canımın istediğini yaptım ve çok iyi hissettim. Fazla bir şey yaptığımdan da değil üstelik. Erkenden yatağa girip çay-meyve yaparak gerçek suç belgeseli izledim. Ya da sabahları kalkıp evde yoga yaptım. Ama bu, kanıma bir zehir gibi karıştı.
O zamandan beri kendi rutinlerimi oluşturmak için daha çok çabalıyorum. “Parka gidelim mi?” diye sorunca olumsuz cevap alırsam hâlâ biraz üzülüyorum kabul, ama kalkıp “Tamam, sen bilirsin aşkım ben gidiyorum!” diyebiliyorum. İçimdeki kız mutlu.

Etrafımdaki kızlar da mutlu çünkü arkadaşlarıma da daha çok vakit ayırıyorum. Onlara da bu ‘withdrawal’ sürecinde beni bir yerlere davet etmelerini söyledim. Çünkü ben gerçekten evi o kadar çok seviyorum ki hiç çıkmak istemiyorum. Çıkınca da mutlu oluyorum ama, klasik.
Hani havaların ısındığı o hafta, en yakın arkadaşınızla dışarıda oturur ve hayat planı yaparsınız ya… Birkaç gün önce erkek arkadaşımla parkta onu yaptık (artık he’s just a girl too!) Kendimiz adına aldığımız kararları konuştuk, hayal kurduk. Yeni mevsimin de gelişiyle kendi rutinlerimi yeniden bulmayı ve onunkilere de saygı göstermeyi deniyorum.
Rutin Hafıza
Sabah insanı olan o esnek ve düzenli kız içimde bir yerlerde, hissediyorum. Rutinlerimi yeniden bulmaktan kastım, eski rutinlerime dönmek değil. Bunun sonuç verecek bir beklenti olmadığını anladım artık. Ailemle yaşadığım zamanlarda tam zamanlı bir işim olmadığı gibi bir evin sorumluluğunu da taşımıyordum. Yeni hayat düzenimin içerisinde kendimi bulmaya çalışırken beni bugüne kadar hiç yarı yolda bırakmayan, keyif aldığım alışkanlıklarıma dönüyorum. Bu çalıştırdıkça güçlenen bir kas gibi. Bazen tek başına bir diziye başlamak kadar pasif bir eylem bile kendiniz için zaman yaratmaya dönüşebiliyor ve o anı iple çekiyorsunuz.
Şimdi yatağın üstünde oturuyorum, saat gece yarısını çoktan geçti. En yakın arkadaşlarımızdan biri de bizde, Kaan’la oyun oynuyorlar. Birazdan da dünyanın en güzel waffle’ını söyleyeceğiz. Arkadaşımız gidince Stardew Valley’deki çiftliğimizi açıp biraz oyun oynayacağız. Neyse ki o madene giderken ben evde kalıp bahçemizle ilgileneceğim. Alın size kendi başıma geçirilmiş kaliteli zaman. Sonuçta bazı günler de sevgilimle sabaha kadar oturmayacaksak genç olmanın ne anlamı var?
Kendimi hayatımdaki insanlara göre ayarlamaktansa canımın istediğini yaptım ve çok iyi hissettim.