Yolda, Evde, Sporda Kaçırmamanız Gereken Podcast’ler

Bazen uzun yürüyüşlerde, bazen trafikte sıkışıp kaldığınızda ya da sadece biraz kafa dağıtmak istediğinizde… Podcast’ler, son yılların en iyi kaçış noktalarından biri oldu. İster kahkaha attıran sohbetler, ister bilgi dolu tartışmalar, isterse de gerçek suç hikayeleri olsun. Seçenek bol, ama hangilerine gerçekten vakit ayırmaya değer? 

Beş Grammy ödüllü Sam Smith’in sunduğu The Pink House, hepimizi biz yapan yerleri ve insanları keşfe çıkıyor. İsmini, Sam’in çocukluk evi olan ve ona kendini güvende hissettiren o meşhur pembe evden alan bu podcast, ait olmanın, kendini bulmanın ve seçilmiş ailelerin gücünü anlatıyor. Elliot Page’in çocukluk odasından Joel Kim Booster’ın dondurma dükkanındaki neşeli günlerine kadar her bölüm, hayat yolculuğunda kendine bir yer açan insanları ağırlıyor.

Hayat bazen bir labirente dönüşebiliyor, değil mi? İşte Ariadne’nin İpi, tam da o karışık dönemeçlerde elinizden tutacak bir rehber gibi. Mukadder Düzyol’un hazırladığı bu podcast serisi, “Ben şimdi ne yapacağım?” dediğiniz anlarda size kendi ipini uzatanların hikâyelerini anlatıyor. Zorluklardan geçen, yolunu kendi çizen insanların rehber aldığı o görünmez ipleri birlikte keşfederken, siz de belki kendi çıkış kapınızı bulursunuz. Kulaklıklarınızı takın, dönüş yolunu birlikte dinleyelim.

Serdar Kuzuloğlu'nun hazırladığı Haddini Aşan Yaşam Rehberi, modern hayatın belirsizlikleri içinde yolunu bulmaya çalışanlar için rehber niteliğinde bir podcast. Sınırları zorlamak mı, yoksa temkinli ilerlemek mi? Bu seri, hayata dair büyük sorulara yanıt ararken uzman görüşlerine yer veriyor, farklı bakış açıları sunuyor ve dinleyiciyi düşündürmeye davet ediyor. Merak eden, sorgulayan ve öğrenmeye açık herkes için ilham verici bir yolculuk.

Yemek yemeyi düşündüğünüz kadar konuşmayı da seviyorsanız, Yemekte Bile Yemek Konuşuyoruz tam size göre. Nilay Örnek ve Sinan Hamamsarılar, bu podcast’te tabaklar dolusu sohbetle yeme-içme dünyasına dalıyor. Lezzet trendlerinden mutfak kültürüne, yediğimiz her lokmanın arkasındaki hikayeleri keşfetmeye hazır olun. Açken dinlemesi biraz riskli olabilir, bizden söylemesi.

Absürt mizahın ve serbest çağrışımın zirve yaptığı bir yolculuğa hazır olun. Ozan Akyol ve Erman Çağlar, her bölümde alışılmışın dışında konularla sizi hem güldürüp hem de düşündürüyor. Günlük rutinden uzaklaşmak isteyenler için birebir.

Esra Ece Kuleci’nin Üretim Kaydı podcast’i, sanatın farklı disiplinlerinde üreten isimleri bir araya getirerek hem üretim sürecine hem de üreticinin iç dünyasına samimi bir pencere açıyor. Sinemadan edebiyata, fotoğraftan müziğe uzanan bu yolculukta; “Bir fikrin yolculuğu nerede başlar, nasıl dönüşür ve sonunda neye evrilir?” sorularının peşine düşüyoruz. Kültür-sanat üretiminin arka planına, yaratım sürecinin o görünmeyen ama en gerçek katmanlarına uzanan sohbetler, hem ilham verici hem de düşündürücü. 

“Ayrılsak da Podcast Kalalım”, Ceyda Vardal’ın binlerce kilometre uzakta, sevdiği her şeyden uzak bir yerde ama kendine çok yakın durduğu dijital günlüğü. Kalbi biraz kırık, biraz huysuz ama hala çok tatlı biri olarak; aşka, hayata ve yalnızlığa içten içe kafa tutuyor. Gülmese de anlatıyor, yalnız hissetse de ses veriyor. Bu podcast, uzaklarda bir yerlerde kendi sesini bulmaya çalışan herkese tanıdık gelecek.

Rayka Kumru ve Cansu Dengey, tüm profesyonel kimliklerini bir kenara bırakarak samimi sohbetleriyle karşınızda. "Oldu mu?" podcastinde yetişkinlikten toplumsal beklentilere, kadınlık hallerinden terapilere kadar birçok konuyu masaya yatırıyorlar. İki kadın, iki arkadaş olarak, hayatın her anına dokunan bu podcast, sizi hem düşündürecek hem de güldürecek. 

İnternetin ana karakterleriyle tanışmaya hazır mısınız? Jamie Loftus’un Sixteenth Minute (of Fame) podcast’i, viral olan ama işin sonunda ne şöhretten ne de paradan doğru düzgün nasibini alan insanları mercek altına alıyor. Biraz araştırma, biraz röportaj ve bolca dijital çılgınlık içeren bu seri, "Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak" sözünün ötesine geçip, 16. dakikada neler yaşandığını sorguluyor.

Seda Yüz ve Pınar Fidan’ın birlikte hazırladığı PES, gündemin tam ortasına oturup kahkahalarla sorgulayan bir mizah programı. Küresel ısınmadan sosyal medyaya, tarihsel figürlerden heykel tartışmalarına kadar her bölümde bambaşka bir konuyu ele alıyorlar ama öyle klasikten bahsetmiyoruz; ironiyle, zeka dolu esprilerle ve bol bol absürtlükle bezenmiş, özgün bir anlatıdan söz ediyoruz. 

Stevie Wonder’ı anlatmaya kelimeler yetmez ama Audible’ın yeni serisi tam da bunu yapıyor. 11 yaşında Motown’a adım atan ve müzik tarihine adını altın harflerle yazdıran efsanenin en parlak dönemi, 1972-1977 yılları arasındaki beş albüm ve sayısız ödülle dolu. The New York Times’tan Wesley Morris’in sunduğu bu podcast, Stevie’nin en üretken yıllarını gözler önüne sererken, George Clinton’dan Dionne Warwick’e, hatta Obamalar’a kadar yıldızlarla dolu bir konuk listesiyle geliyor.

Kültür ve sanat dünyasının derinliklerine dalmak isteyenler buraya. Nida Dinçtürk’ün hazırlayıp sunduğu Anlatsam Roman Olur, tam anlamıyla isminin hakkını veriyor. Her bölümde sanatın farklı bir köşesine ışık tutan bu podcast serisi, Özgür Mumcu, Elif Şafak gibi isimlerin katıldığı bölümlerle kitap ve kültür meraklıları için harika bir kaynak​.

İkiz bebek annesi, içerik üreticisi ve Flov Studio ile Desté’nin yaratıcısı Ece’nin podcast’i, tam anlamıyla kalpten gelen bir yolculuk. Kendi hayatından örneklerle, hayata, içsel dönüşüme ve ilişkilerimize dair konuları hem samimi hem de incelikli bir dille ele alıyor. Her bölüm, sizi yargılamadan dinleyen bir arkadaş gibi; bazen düşündürüyor, bazen güç veriyor ama en çok da “yalnız değilim” hissini yaşatıyor. Kendini tanımak, iç sesinle barışmak ya da sadece içten bir sohbet arıyorsanız, Ece’nin sesini duymanız iyi gelecek.

Eski dostlar Miquita Oliver ve Lily Allen, hayatları bambaşka yönlere gitse de sohbetleri hala hız kesmiyor! Biri Londra’da bekar hayatını yaşarken, diğeri New York’ta eşi ve çocuklarıyla bambaşka bir dünyada. Ama bu podcast’te konuştukları şeyler sınır tanımıyor: aşk, sağlık, hatta zaman zaman X-rated anlar. Hem kahkahalarla dolu hem de içten ve cesur sohbetler arıyorsanız, bu ikili tam size göre.

What We Spend, “Bir haftada neye ne harcadın?” gibi basit bir soruyla yola çıkıyor ama karşımıza çıkan cevaplar tam anlamıyla hayat dersi gibi. Podcast, kişisel finans bloglarını andırsa da, sıradan insanların sesleriyle kurgulanan hikâyeleriyle çok daha derin, samimi ve gerçek bir portre sunuyor. Courtney Harrell’in rehberliğinde her bölüm, harcama kalemlerinden insan ruhuna uzanan bir yolculuğa dönüşüyor. Modern hayatın yükünü sırtlamaya çalışan bizler için hem düşündürücü hem de “yalnız değilmişim” dedirten bir deneyim. 

Tatlı su feministi avukat Beste Demir Keki’nin hazırladığı bu podcast serisi, feminizmin tarihini hem bilgilendirici hem de hikâyeleştirerek anlatan nadir yapımlardan biri. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dair meseleleri sadece didaktik bir dille değil, empati kurabileceğiniz, düşündüren ama sıkmayan bir tonla ele alıyor.

Bad Therapist, “terapi böyle mi olmalıydı?” sorusuyla yola çıkıp sizi tam da TikTok terapistlerinin parmak arası terlikli dünyasından alıp gerçekliğe geri getiriyor. Psikoterapist Ash Compton ve gazeteci Rachel Monroe’nun birlikte sunduğu bu podcast, şarlatanları, sahte guruları ve terapi kisvesi altında yürütülen tuhaf uygulamaları mercek altına alıyor. Eğer terapi-speak'e biraz fazla maruz kaldığınızı düşünüyorsanız, bu seri hem güldürüp hem düşündürerek size “hayır bu da değilmiş” dedirtiyor.

🎙 Podcast içeriği üretme hayaliniz varsa, Poddict & KoProduction by KolektifHouse sizin için doğru adres olabilir! Türkiye’nin en geniş podcast reklam kataloğuna sahip Poddict, markalarla içerik üreticilerini akıllıca buluşturuyor.

Kendi stüdyosunda esnek kiralama seçenekleri, profesyonel ekipman ve teknik destekle yüksek kalitede kayıt imkânı sunuyor. Yayın planlamasından post-prodüksiyona kadar tüm süreci sizin yerinize yönetiyor. Podcast fikrinizi hayata geçirmek artık çok daha kolay ve profesyonel!

*Cosmopolitan x Poddict & KoProduction by KolektifHouse iş birliği