Gizli Sınavı Geçebilecek miyiz? İlk Çift Tatiliniz İçin Mini Tüyolar

Birlikte ilk tatil... El ele sahilde yürümek, gün batımında story atmak, en sevdiğiniz kokteyli sipariş edip “bize çok yakıştı” pozlarıyla kameraya gülümsemek… Hayaller kurarken her şey öyle zevkli ki kusursuz tatilin ufukta göründüğü andan itibaren sessiz sedasız bir ilişki sınavına dönüşebileceği aklımıza gelmez bile. Ta ki bavulun ağırlığı, aç karnına tam bir sinir harbine dönüşebilecek restoran seçimi, yön bulma krizleri, Wi-Fi çekmiyor panikleri ve ‘’yolu bildiğini sanıyordum’’ tartışmaları başlayana kadar…
Birinci Test: Nereye Gidiyoruz?
İlk kriz daha tatil planı yapılırken bile başlayabilir. Biriniz “Kültür turu yapalım, müze gezelim” dersiniz diğeriniz ise “Deniz kenarında yatıp yuvarlanalım” diye tutturur. Günlerinizi ikinizin de gönlü olacak şekilde planlamayı başarsanız bile bu kez de “Nerede kalacağız?” gerginliği patlak verir. Biriniz yerel takılmak, Airbnb konforunda gittiğiniz tatil beldesini kısa süreliğine ev ilan etmek isterken diğeriniz her şey dahil otelin açık büfesine çoktan gönlünü kaptırmıştır. Buraya kadar bir sorun yaşamadıysanız en büyük kırmızı bayraklardan biri tarafından sınanmaya hazır olun: bütçe meselesi. Tatile çıkmadan önce pek çok çift için ilişkilerinin ekonomik altyapısı yüzeye çıkar.
İkinci Test: Bavul Krizi
Bunu cinsiyetçi bir yargıya sahipmiş gibi anlaşılmadan söylemek zor. Ama kabul edelim, bazılarımız dergi çekimine gidiyormuş gibi hazırlanmayı biraz fazla seviyor! Partnerlerimizse çoğu zaman bavullarını ‘’2 tişört, 1 şort, bitti’’ mottosuyla şipşak kapayıveriyorlar. Eğer bagajları evden çıkarıp araca yükleyene kadar bir problem yaşamadıysanız bile otele girip de bavullar açıldığı anda küçük çaplı bir krize hazır olmakta fayda var.
Üçüncü Test: Yolculuk Zamanı
Ufak bir mücadelenin sonunda bagajı doldurdunuz, yolculuk playlist’inizi açtınız, kahvelerinizi aldınız ve yola koyuldunuz. Eğer yolu şaşırır veya sapağı kaçırırsanız basitçe navigasyonu suçlayabilirsiniz, ilişkinizi Google Maps’e kurban edecek değilsiniz! Peki ya yolu tarif eden ikinizden biriyse ve hata yaparsa? Sakin kalmak pek de kolay olmayabilir, özellikle de cayır cayır güneşin altında ısınmış bir arabadaysanız ve yükselen hararetinizi sonuna kadar açtığınız klima bile dindiremiyorsa.
Dördüncü Test: Dip Dibeyiz
Buraya kadar iyi idare ettiğinizi düşünüyorsanız en zor teste hazırsınız demektir: 24 saat birlikte olmak. Üç saatlik buluşmalarda bir sorun yoktur. Ama burada sabah kahvaltısından gece horlamasına kadar iç içe geçmiş bir durumdan bahsediyoruz. İlk günün heyecanı üçüncü günden itibaren yerini ‘’Bir saat sessiz kalalım mı?”ya bırakır, son gecedeyse bu horlama sesine asla alışamayacağınıza ikna olursunuz. Belki de biriniz erken kalkmak isteyecek diğerinizse gece geç saatlere kadar eğlenmek… Bu testi diğerlerinden biraz daha özel kılan ise alan tanımanın bir ilişkinin bel kemiği olmasıdır.
Beşinci Test: Açlık Sınavı
Testin en zor sorusu, birlikte tatilinse en büyük düşmanı: “Ne yesek?” Çoğu zaman bu soruya ‘’fark etmez’’ cevabını vermek, gerçekten de fark etmeyeceği anlamına gelmez. Bazen restoran seçimi yapmak gerçek bir kabusa dönüşür, nihayetinde seçilen yerin menüsündeyse 100 şey vardır ama karar verilemez. Ve bazen vegan vs etçil çatışması, ilişkinizin yanında beslenme alışkanlıklarınızı da sınar. Açken gelen sinirse, tüm ilişkiyi yerle bir edebilir.
Birbirinizi tatilde yeniden tanıyacaksınız, kabullenin.
Tatil, alışkanlıkların dışına çıkıldığında partnerin yepyeni yönlerini keşfetme alanıdır. Tüm krizler story yerine kahkahaya dönüşüyorsa işte bu aşkın en güçlü hâli. Mizah varsa umut vardır.
Aynı anda susabiliyorsanız, ruh eşi olabilirsiniz ya da yorulmuşsunuzdur.
Gün batımını izlerken partnerinizle uzun, anlamlı konuşmalar yapmak zorunda değilsiniz. Zaten o anın anlamı, konuşmamakta gizli olabilir. Bazen bir bakış, bir kahve yudumu ya da sadece yan yana oturmak yeterlidir. Ve ikiniz de aynı anda iç geçiriyorsanız: Tebrikler, aynı frekanstasınız ya da aynı anda sıkıldınız. O da bir bağdır.
Esneklik: “Aşkınız flex mi, fiks mi?”
Bazen planlar şaşsa da esnek çiftler bu anları bile eğlenceye çevirebilir. Aşkın sürdürülebilir enerjisini korumak altın kuralınız olursa beklenmeyen olaylar geliştiği anda “Ne güzel spontane oldu bu ya!” deme ihtimaliniz artar. Unutmayın: Aşk da uçak bileti gibidir. Flex olanı beklenmedik durumlarla karşılaştığınız zaman ağlatmaz. Umuyoruz ki biletiniz de aşkınız da fiks değildir!
Her yere birlikte giderseniz, bir yerde birbirinizi kaybedersiniz.
Hepimizin biraz yalnız kalmaya ihtiyacı var; baş başa çıkılan özel tatillerde bile! Yalnız kalmayı istemek ne bencilliktir ne de birbirinizden sıkıldığınıza işaret eder. Bazen sadece nefes almak gerekir o kadar. Bu, birbirinizi sevmediğiniz anlamına gelmez.
Bonus: Tatil rejiminiz ne mutlak monarşi ne anarşi, ortası en güzeli.
Aşk dönüşümlü yönetimi sever diyebiliriz. Yöneten değişir, veto baki kalır. İşte size birlikte yaşamanın ilk provası... Tatilde biri her şeyi kontrol etmeye çalışırsa, diğeri üç gün sonra “Ben niye geldim?” diye sorgulamaya başlar. Ama bazen de sayılı tatil günlerinde plansızlıktan kötüsü de yoktur! En iyisi o gün kimin günüyse o planlasın, diğerininse veto etme hakkı olsun.