Yerevan Moda Haftası’ndan: Orada Neler Oluyor?

Dünya küçüldü. Moda sektörü, dışlayıcı tavrını bir kenara bırakarak herkesi kabul eden bir sisteme dönüştü. Kast sistemi dağıldı, gelenekselcilerin yerini asi yeni nesil aldı. Sektörün ilgisi 4 büyük moda haftalarının fazla ticari ve tahmin edilebilir tavrından, yeni ve keşfedilmemiş lokasyonlara kaymaya ise çok uzun zaman önce başladı. Ben de uzun yıllardır moda sektöründe çalışan bir editör olarak odağımı 4 büyüklerden (NewYork, Londra, Milano, Paris) daha küçük şehirlerin, daha otantik moda haftalarına kaydırdım. Ve bu kez Yerevan Moda Haftası’nı ve tasarımcıları keşfetmek için Kasım ayında Ermenistan’a uçtum.

Moda haftalarına ruhunu veren şehirlerdir. Burası Sovyet döneminin ruhunu hala barındıran mimarisi, Avrupalaşan sokakları ile ilk itibar olarak etkiledi beni. Zamanın durduğu bu yerde, kendine özgü ve büyüme potansiyeli olan defileler ve moda insanları ile karşılaşacağımı daha o ilk andan hissetmiştim. Global moda basınından da birçok kişinin katıldığı bu dört günün sonunda hepimiz aynı fikirdeydik; Yerevan Moda Haftası gelecek vadeden bir moda hub’ına dönüşecek.

8-10 Kasım tarihlerinde Meridian fuar merkezinde, Vahan Khachatryan ve Elen Manukyan’ın liderliğinde ve kreatifliğinde gerçekleşen moda haftasında
ülkenin kültürel mirasını öne çıkaran avangart ve zarif koleksiyonlardan, sokak modası ve bohem tarza kadar uzanan geniş bir yelpazede defileler izledik. Bana göre defileler kadar faydalı olan ve dikkat çeken kısım da moda sohbetlerinin olduğu panellerdi.
Tasarımcı Jennifer Droguett’ten moda ve sokak fotoğrafçıları Yvan Rodic (FaceHunter), Adam Katz Sinding’e birçok uluslararası isimin yer aldığı panellerde yeni büyümeye başlayan bu sektör için oldukça faydalı bilgi paylaşımlarında bulunuldu. En önemlisi ise genç tasarımcılara yön veren ve global arenada isimlerini duyurmalarına yardımcı olan İtalyan oluşum Fashion Scout’ın, bu etkinlikte aktif olarak yer alması ve genç tasarımcılara Milano’da iş fırsatı yaratması.
Yerevan Moda Haftası, gelişmeye çok açık tasarımcılarla, başarılarını bir kez daha kanıtlayanlar arasında şehri hareketlendiren dört gün olarak aklımızda yer edindi. Ticari kaygıları göz ardı etmeden, bir ruh yakalayarak büyüyebilmek ise esas başarıları olacak gibi görünüyor.