Denedim: Beca’da Bir Cosmo Çalışma Günü

Günlerden çarşamba. Hafta ortası biriken işler inanılmaz derecede fazla, toplantılarla güne uyanıyoruz — bir de etkinliğimiz var. Bu çok başlıklı karışık günde ise beni sakinleştiren birkaç faktörden biri bugünlük ofisi Beca’ya taşımış olmamız. Reklam koktu değil mi? Ama bu cümle reklam amaçlı değil, gerçekten. Dolu günlerde kahve ve yemek araları beni motive eder, lezzetli bir açık büfeden tabağımı doldurmak, köpüğü tam kıvamında bir latte içmek için heyecanlıydım. Diğer sakinlik sebebim de ekipçe beraber olacak olmamızdı. Herkesin işi çok hareketli olduğu için çok sık kesişemiyoruz, herkesi bir arada görmek beni hep çok mutlu ediyor. 

Cam kenarında bir sandalye gözüme kestirdim ve ofisimi kurdum. Yeni Vibe Check projemizin yıldızı ve ekibi ile toplantı yaptık — sosyal medyamızdan takip edin, çok güzel olacak. O toplantı bitmeye yaklaşırken ben ilk kahvemi hızlıca içmiş, ‘sağlık olsun’ diyerek ananaslı, naneli bir içeceğimi sipariş etmiştim bile. 

Kahve dedim ama o sırada istediğim: 

Şaka. Şaka… Saat daha çok erken ve işteyiz!! Ortam unutmaya müsait ama şu an çalışıyoruz, ofisteyiz!! 
Bu sırada Cosmo’nun tüm birimleri de Beca’ya gelmeye başladı. Pazarlama etkinlik için tüm oyun kartlarını, dergileri getirdi. Editoryal ekip, bilgisayarlarını, dergilerini, üstünde kırmızı kalemle yazılmış notlar ve post-itlerle dolu baskılarını alıp yukarı kata çıktı. Dergilerde ( ya da beyin fırtınasının gerekli olduğu herhangi bir işte) çalışanların uzun masalara bir zaafı vardır. Kalemleri, laptopları, bardaklarca kahveyi, dergileri rahatça yayabilecek kadar geniş, herkes etrafında oturup fikir paylaşabilecek kadar samimi olacak. Öyle bir ahşap masa etrafında çalıştık bugün.  
 

Tabii bu bizim ilk rodeomuz değil. Beca’nın üst katında bolca etkinlik gerçekleştirdik. Daha dergi yeni yeni başlarken, yani Eylül ayında, astrolojiden, sekse  birçok konuda Cosmo Hours yaptık. Bu kadar eğlenceli anı biriktirdiğimiz mekanda, 9. sayımızı konuşuyor olmak çok hoş bir histi.  

Şu ana kadar üç kere kahve dediğimi fark etmişsinizdir belki… Sizce bugün Cosmo ekibi kaç bardak kahve içti? Instagramımzda biri 125 demiş… 

Büyük camlarla havadar, aydınlık ve fazlası ile havalı ‘ofisimiz’den birkaç saatliğine ayrılarak aşağı indik. Etkinlik öncesi enerjimizi toplamak için her çarşamba gerçekleşen Lunch Club’da tabaklarımızı doldurduk. Etli tacolar, fırınlanmış sebzeler, pizza’lar, makarnalar, salatalar derken benim kasem biraz (!) doldu. 
 

Son lokmalarımızı yedikten ve kasede kalan salata sosunu içmemek için kendimi tutarken her ay gerçekleştirdiğimiz Let's Talk About etkinliğimize katılan topluluk üyelerimiz gelmeye başladı. Hem gündemle, hem de mart ayı araştırma dosyamızla çok bağlantılı bir konu olduğu için bu ay Finansal Hayaller ve Gerçekler başlığı altında en ‘guilty pleasure’ harcamalarımızdan, iş yerinde verdiğimiz maddi savaşlara kadar bir çok konuyu konuştuk. 

Ama tabii biz Cosmo’yuz. Öyle kuru kuru konuşmak olmaz. Olayı oyunlaştırdık. Herkesin samimi ve rahatça para konuşabilmesi için tahmin et, içini dök, anlık dürüstlük, hayal kur diye 4-bölümden oluşan bir kart oyunu hazırladık. Her bölümde farklı gruplara ayrılan katılımcılar hem soruları cevapladı, hem de ‘tabu’ olarak görülen bu konuyla ilgili deneyimlerini paylaştılar.

Soruların bazılarını sizlere de yönlendirdik. Mesela “keşke şuna param yetseydi…” dedikleriniz arasında bahçeli ev, istediğinizde Maldivlere gidip gelmek ve burun estetiği ( yakında güzellik algılarıyla ilgili bir araştırmamız da olacak) vardı. Yaşlanınca gerçekleştirmek istediğiniz hayaller arasında da Toskana’da taş evde yaşamak, film ve kitapların içinde kaybolduğunuz, arada sahilde yürüyüşe çıktığınız bir emeklilik, ve Porto ya da Amalfi gibi bir şehirde teknede yaşamak vardı. Gezgin bir kitlemiz olduğunu gözlemliyorum, sizi seyahat kategorimize bekliyorum. 

Çok keyifli bir etkinliğin ardından, tekrar bilgisayar başına geçtim. E-mailler, editoryal planlamalar ve toplantılar bir süre daha devam etti. İş yükü, zevk aldığınız insanlarla güzel bir ortamda çalışınca çok çabuk azalıyor. Bir bakmışım bugün yapılacaklar listemde birçok şeyin üstünü mor fosforlu kalemimle çizmişim. 

Beca’nın efsane açık büfesiyle birleşen bu ofis gününde hem ekiple, hem toplulukla bir araya geldik. Gerçekten çok eğlendiğimiz, yeni paydaşlarla tanıştığımız ve karnımızı inanılmaz derecede güzel bir şekilde doyurduğumuz bir Cosmo günü oldu. Bizden de zaten bu beklenirdi. 
Kısaca biz Cosmo olarak denedik, onayladık, kaydettik. Şehrin en verimli ( ve sosyal) mekanlarından biri olan Beca’da bir çalışma günü geçer. Hem de güzel geçer. 

* Beca İstanbul ile işbirliğimiz ve gönül bağımız bulunmaktadır. Bu yazı bir advertorialdır.